Rojava’da IŞİD karşı savaşırken 21 Eylül’de yaşamını yitiren Birleşik Özgürlük Güçleri (BÖG) savaşçısı Aziz Güler’in cenazesinin Türkiye’ye getirilmesine Bakanlar Kurulu kararı gerekçe gösterilerek izin verilmiyor.

Güler’in cenazesi, izin verilmediği için 33 gündür Serêkaniyê Roj Hastanesi morgunda bekletiliyor.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Küçükçekmece’de düzenlediği İstanbul 3. Bölge kahvaltı etkinliğinde Güler’in cenazesinin 1 aydır Türkiye’ye getirilmesine izin verilmediği hatırlatarak, “Seçimlerden sonra Aziz’in cenazesini sınırdan sırtımda getireceğim” dedi.
Ne olmuştu?

Rojava’da IŞİD karşı savaşırken 21 Eylül’de yaşamını yitiren Birleşik Özgürlük Güçleri (BÖG) savaşçısı Aziz Güler’in cenazesi, Bakanlar Kurulu kararı gerekçesi ile ailesine teslim edilmiyor.

Arife günü Suruç’a giden baba Mehmet Güler ve ağabey Ersin Umut Güler, cenazelerini almak için Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa Milletvekili İbrahim Ayhan ile birlikte Suruç Kaymakamlığı’na müracaat etmiş, ancak kendilerine gösterilmeyen bu yönde bir Bakanlar Kurulu kararı olduğu gerekçesiyle cenazeleri teslim edilmemişti.

Bunun üzerine Suruç’a giden ve cenazeleri verilmeyen 16 YPG’linin ailesi ile birlikte Kobani’ye geçen aile, bayramı cenazenin tutulduğu Serêkaniyê kentinde geçirmişti.

Güler’in ailesi “Hiçbir yasa, karar, yönetmelik insanlık değerlerinin üstünde olamaz” diyerek Aziz’in naaşının verilmesi için bir mesaj yayımlamış, cenazenin verilmesi için change.org’da da bir imza kampanyası başlatılmıştı.

Güler’in cenazesinin verilmesi için Suruç Kaymakamlığı’na yapılan ikinci başvuru da reddedilmişti.

Bunun üzerine Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuran ailenin talebi reddedilmişti. Mahkeme, reddini ailenin maddi ve manevi bütünlüğünü sarsacak bir tehlikenin bulunmadığı gerekçesine dayandırmıştı.

Güler’in ailesinin Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvurunu da reddedilmesi üzerine aile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) ihtiyati tedbir kararı için başvurmuştu.

imc tv’ye konuşan Güler ailesi “bu temel bir insani hak, cenazemizi istiyoruz” demişti. İMC