BATMAN (DİHA) - 15 ilde düzenlenecek programlarda yerel bileşenlerle "özyönetim" konusunda tartışmaların yürütüleceği toplantıların ilki Batman'da yapıldı. Toplantıda yaptığı konuşmada, halklar açısından özyönetim dışında birlikte yaşamanın önünü açan başka bir natifin olmadığını söyleyen DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, "Bölünmeden birlikte eşit haklarla yaşamının tek formülü, demokratik özerkliktir" dedi.

Kürtlerin politik bir iade beyanı olarak savunduğu "özyönetim" talebinin devlet tarafından şiddetle engellemek ve boğmak istenmesine karşı harekete geçen Demokratik Bölgeler Partisi'nin (DBP), Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ve Kongreya Jinên Azad (KJA) ile birlikte Kürdistan'ın 15 kentinde düzenleyeceği toplantılar dizinin ilk ayağı Batman oldu. Yılmaz Güney Sinema Salonu'nda kurulan "Özgür Düşünce Kürsüsü" ile tartışmaya açılan "özyönetim" toplantısına Batman Belediye Eşbaşkanı Sabri Özdemir, kentin siyasileri, halk meclisleri ve siyasi sivil toplum örgütü temsilcileri ile birlikte birçok kent sakini katıldı.
"Hep birlikte öz yönetime" pankartı ile canlı kalkan eyleminde tutuklanan Batman Belediye Eş Başkanı Gülistan Akel'in de aralarında bulunduğu seçilmişler ve siyasilerin fotoğrafları asıldı.

Toplantıya dair bir afişi, program öncesinde sinemanın girişine asmak isteyen Abdurrahim Bilen isimli bir sinema çalışanı da polislerce gözaltına alındı, pankarta el konuldu.

Program ise özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına saygı duruşunda bulunulması sonrası HDP Batman İl Örgütü Eşbaşkanı Abdulbari Karaağaç'ın konuşmasıyla başladı. 21 yüzyılda artık halkların ulus devlet sistemiyle yöneltemeyeceğini ve Rojava devrim süreciyle bu sistemin kırıldığını dile getiren Karaağaç, Ortadoğu'nun artık demokratik ulus modeliyle yönetilmesi gerektiğine inandıklarını söyledi.

Açılış konuşmasının ardından DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek konuştu.

'Korkunun ecele faydası yok'

Düzenledikleri bu toplantılarla birlikte özgürlüklerini nasıl gerçekleştireceklerini tartışmak istediklerini dile getiren Yüksek, program öncesinde afiş astığı için bir çalışanın gözaltına alınmasının devletin, içinde "özyönetim" kavramı geçen bir pankarttan bile korktuğunu göstergesi olduğunu ifade etti.
Merkeziyetçi devletin uygulamalarının kabul edilmez olduğunu belirten Yüksek, idari sistemin ekonomisinden kültürüne ve dilindeki katılığı görmenin mümkün olduğunu söyledi. Bu durum nedeniyle Kürt halkının savunduğu özyönetim istemine karşı, devletin de halka baskı uygulayıp, bazı yerlerde de katliama giriştiğini vurgulayan Yüksek, "Ama korkunun ecele faydası yok. Bu rejimi er ya da geç demokratik bir biçimde tartışıp değiştireceğiz" dedi.

'Devlet özyönetime şiddetle saldırıyor'

Batman'daki bu tartışmayı açık alanda halkla birlikte tartışmak istediklerini ancak fikirlerinden korkulduğu için buna izin verilmediğini paylaşan Yüksek, "Halkın bu sürece katılmasını örgütleyeceğiz. Devlet, özerklik ve özyönetim fikrine şiddetle saldırıyor. Bugün kentte sivil toplum örgütlerinin tamamı burada gelmiş değil. Devlet toplum içinde bir korku yaymış durumda. Bizim ise bunu aşmamız lazım. Yoksa sistem özerklik ve özyönetim kavramlarını kan ve katliamların fotoğrafına sığdırmaya devam edecek. Bu kavramı dejenere etmek istiyor. Bunu tarihte çok yaptılar. Sosyalizm'den olduğunu şimdi de toplumu özyönetim fikrinden uzaklaştırmak istiyor" dedi.

'Kendi coğrafyamızda kendimizi yönetmek istiyoruz'

Yüksek, Kürt halkının coğrafyalarında kimlikleriyle özgür yaşamak isteğini kaydetti.

Halklar açısından birlikte yaşamanın önünü aşan bu proje dışında başka bir natifin olmadığını söyleyen Yüksek, şunları söyledi: "Aslında bölünmeden birlikte eşit haklarla yaşamının tek formülü demokratik özerkliktir. Ülkede birlikte yaşamanın tek yolu demokratik özerkliktir. Üniter yapı, bölünmektir. Ayrılma ve bağımsızlık gibi bir şey istemiyoruz, sadece yaşadığımız coğrafyada kendimizi yönetmek istiyoruz. Tüm topluma yararlı için yararlı bir şey olduğu için de Türkiye'nin tüm toplumlarına demokratik özerkliği öneriyoruz."

'Tüm yetkililer yerele devrilsin'

Konuşmasının devamında Yüksek, Kürtlerin 10 bin yıldır yaşadığı topraklarda başkaları tarafından köle gibi yaşamayı artık kabul etmeyeceklerini altını çizdi.
"Ankara'dan bir vali veya kaymakam atayacaksınız, o da kentin seçilmişleri olan belediye başkanı veya meclis üyelerine hiçe sayacak. Demokraside böyle bir şey var mı?" diye soran Yüksek, "Toplum aşağıdan doğru kendisini yönetsin. Kent meclisleri ülkenin resmi sistemi haline gelsin. Türkiye sistemini böyle değiştirelim. Herkes kendi kentini kasabasını kendisi yönetsin. Toplum gerçeklerine göre yasalar oluştursun. Artık yetkiler yerele devredilsin" dedi.

Yüksek'in konuşmasını sonlandırması sonrası BDP eski Milletvekili Halil Aksoy konuştu. Devletin ancak özyönetim ile demokratikleşebileceğini vurgulayan Aksoy, "Ulus-devletlerle birlikte körelen ve kopan toplumsal yapının özyönetim ile tekrar şekillenmesi, can bulması için sonuna kadar bu yönlü çalışma içinde olacağız" diye konuştu.

Yapılan konuşmaların ardından soru cevap bölümüne geçildi.

(ao-ee/öç)