Ülkemiz zorlu bir dönemden geçiyor. İktidarlar 90 yıl boyunca kendi kişisel çıkarlarını korumak, mal varlıklarına daha fazlasını eklemek için halklara yalan söylediler, halkların farklılıklarını bu coğrafyanın zenginliği göstermek yerine bunu sizleri sömürmek için bir korku aracına dönüştürdüler.

Yalana dayalı "bölünme" korkusu yaratarak emekçilerin, işçilerin, Türkün,Kürdün,Lazın...vd. halkaların en doğal insani haklarını yok saydılar.Milyarlarca doları "terörle mücadele" adı altında kendi yalanlarını ayakta tutmak için heba ettiler. Arada bir parmak bal da ağzınıza sürerek sizleri kandırmaya çalıştılar.

Medya patronlarıyla, sahte tarih anlatımlarıyla, düzmece haberlerle sizi uyutmaya,hiçte sizin olmayan bir kavganın içine sürüklediler. 30 yıllık savaşta kendi çocuklarını Amerikalara, Avrupalara gönderip, emekçinin, yoksulun çocuklarını ateş hattına sürüklediler. Bütün bunları da yarattıkları sahte "bölünme" korkusuyla sizlere kabul ettirmeye çalıştılar.

Bir Türk neden Kürdün kendi anadilinde de eğitimine karşı olsun ki, ağırlıkta müslüman olan bit toplum anadilin Allahın ayatlerinden olduğu bilerek, haşa Allah'a kaşı çıkabilir mi? Elbette çıkmaz. Ama yalanla,dolanla,talanla sizleri kandırıp bu noktaya getirmeye çalıştılar.

Kimi dindarlık,kimi sosyal-demokratlık,kimi milliyetçilik adı altında bu yalanı sürdürdü ve bu güne kadar gerçeği halklardan gizlemeye çalıştılar.Asıl bölücü olan, halklar,mezhepler,emekçiler,cinsler,kültürler arasında farklılık koyarak bu bölücülüğü yapan onlardır. Ne Alpaslan Türkeş'in, ne Erbakan'ın,ne Süleyman Demirel'in,ne Recep Tayyip Erdoğan'ın çocukları,yakınları bu svaşın içinde olmadılar.Yakınlarını,çocuklarını bu mücadeleden uzak tuttular hepsi.Çünkü "bölücülük" yalanına kendileri de inanmadılar,yalan olduğunu biliyorlardı.Zira bu yalanı kendileri yaratıyorlardı. Bu yalandan zarar gören sadece Türküyle ,Kürdüyle yoksul emekçinin,memeurun,çiftçinin çocukları oldu.

Gelin bu seçimde bu oyunu Kulu'da ve Cihanbeyli'de bozalım. Onların hırslarının,çıkarlarının kurbanı olmayacağımızı haykıralım, kimsenin "milliyetçilik,bölücülük,dindarlık" yalanına kanıp,belediyeleri rant kapısı haline getirmelerine müsade etmeyelim.

BDP'nin yüze yakın belediyesinin bir tekinde dahi yolsuzluk olmamıştır.Olsaydı o medya çarşaf çarşaf yazardı. Halkın belediyeleri olmuşlardır, kapısı günün 24 saati herkese, dil,din,cins ayırımı yapmadan herkese açık olmuştur.Açık olacaktır.