Seçim sonuçlarını Zaman'a değerlendiren Elçi, 7 Haziran'da HDP'nin büyük başarı elde ettiğini hatırlattı. Ancak seçimlerden hemen sonra silahların devreye girmesi, çatışmalı sürecin başlaması, bölgede ölümlerin yaşandığı bir iklimin hakim olmasının Kürt toplumunu önemli ölçüde hayal kırıklığına uğrattığını vurguladı. Elçi, “7 Haziran'da Kürt toplumu demokratik çözüme destek sunmuştu. Kürt toplumu şiddete, silahlı çözüme bir kredi açmamıştı. Aksine demokratik yol ve yöntemlere bir şans vermek için, bir fırsat sunmak için destek vermişti. Şüphesiz bölgede hâlâ özellikle HDP yoluyla, demokratik yollarla bu sorunun çözülebileceğine dair güçlü bir irade var. Zaten HDP bölgede oy kaybına uğrasa da halen arkasında güçlü bir halk desteğinin olduğundan şüphe yok. Dolayısıyla bu fırsatı iyi değerlendirmek lazım. Bana sorarsanız 1 Kasım'da Kürt toplumu sarı kart göstermiştir Kürt siyasi hareketine.” şeklinde konuştu.

KORKU, OY TERCİHLERİNİ ETKİLEDİ

Tahir Elçi, Türkiye'de istikrarsızlık korkusu ve bölgedeki güvenlik sorununun seçmenin tercihini önemli ölçüde etkilediğini belirtti. Yaşanan çatışma sürecinden halkın kızgın ve memnuniyetsiz olduğunu belirtti. Bundan mutlu olmayan Kürtlerin faturayı bir ölçüde HDP'ye kestiğini kaydetti. Şu ifadeleri kullandı: “Hem siyasal iktidara hem silahlı harekete kızmıştır ama bu faturanın bir kısmını HDP'nin masasına koymuştur. Ayrıca genel olarak kanaat bu çatışmalı sürecin AKP'nin tek başına güçlü şekilde iktidar olmasına imkân sağladığı yönünde Doğu ve Güneydoğu'da.”

KÜRT HALKI, SİLAHSIZ ÇÖZÜM BEKLİYOR

“Fırsat kaçmış değil. Silahların devreden çıkartılması gerektiğini düşünüyorum. Bölgede silah ve şiddetin sokaklara toplumun içine sivil alana yayılması toplumu rahatsız etmiştir. Bunu üç aydır birçok vesileyle dile getirdik. Bugün bu çağrımızın haklı olduğunu herkes somut şekilde anlamıştır. Önümüzdeki temel görev silahların hemen bir kez daha susması ve sivil yerleşim yerlerinde çatışmaların yaşanmaması. Kürt halkının büyük ekseriyeti silahsız çözüm bekliyor. Eğer hükümet 1 Kasım'da yüzde 50'ye varan desteği şiddete dayalı çözüme, güvenlik politikalarına, askeri operasyonlara bir destek gibi algılarsa bu son derece yanlış olur. Aksine halkın güçlü desteği bu sorunu çözmeye açılan bir kredi gibi okunması lazım.”

FARKLI GÖRÜŞLERE TAHAMMÜLSÜZLÜK VAR

“Gazete merkezlerinin basıldığı, kanalların kapatıldığı, gazetecilerin tutuklandığı, ifade özgürlüğünün baskı altına alındığı tablo üçüncü dünya ülkesi tablosudur. Özellikle hükümetin, Cumhurbaşkanı'nın farklı görüşlere, eleştirel görüşlere tahammülsüzlüğü Türkiye'yi bu noktaya getirdi. Şu an Türkiye özgür bir ülke değil biçiminde bir inanç var dünyada. Bunun değişmesi gerekiyor.”

İSMAİL AVCI - Diyarbakır

Zaman