Die Linke Berlin Eyalet Milletvekili Helin Evrim Baba, 18 Eylül’de yapılan yerel seçimlerde, Lichtenberg İlçesi’nin belediye başkanı seçildi. Aslen Vartolu olan Baba, Lichtenberg’in hem kadın hem yabancı kökenli ilk belediye başkanı. Siyasi yaşamı sivil toplum örgütlerinde çalışarak başlayan Baba, uzun zamandır Sol Parti/DieLinke’de aktif siyaset yürütüyor. Siyasi mülteci olarak birlikte geldiği ailesi ile Berlin’de 26 yaşındayken milletvekili olarak meclise giden Baba, 17 yıl boyunca Berlin Eyalet Parlamentosu’nda ekonomi ve kadın sözcüsü olarak aktif olarak yer aldı. 2006 ve 2011 yıllarında doğrudan halk tarafından seçilen Baba, ‘Kürd olmam siyasete girmemde etkili oldu’ diyor. Helin Evrim Baba ile siyaset geçmişini ve projelerini konuştuk. Parlamentoda olmanın yerel sorunları unutturmadığının altını çizen Baba, “Benim seçim bölgemde ciddi sosyal sorunlar var. Aileleri gerçekten devlet yardımına muhtaç bölgeler var. Çok küçük bölgeler yüzde 70’i devletten yardım alarak yaşıyor. Bu sorunlarla her zaman ilgilendim. Ağırlıklı olarak da seçimlerde bu sorunları konu edindim. Dolayısıyla halk da çok gerçekçi olarak bunu gördü. Bu sorunlarla ilgilendiğimi, çözüm yolu aradığımı gördükleri için de yüksek bir oyla kazandık” dedi

Kürdlerden yoğun destek

Seçim kampanyası süresince tüm halklardan çok önemli ve olumlu tepkiler aldığının altını çizen Baba, şöyle konuştu: “Çok olumlu tepkiler alıyorum, bilhassa Kürdlerden. Özellikle ilçemde çok az Kürd yaşamasına rağmen çok destek oluyorlar. İlçemde olanlar ağırlıklı olarak Güneyli Kürdler. Burada kendi aralarında bir çağrı yaptılar ‘Kürd kadın adayımız var, seçimde destek sunmamız gerekiyor’ diye. Bu tabii benim için de gurur verici bir şey. Ben de onların sorunları için uğraşıyorum ve destek sunmak istiyorum.”

‘Irkçılar arabamı kundakladı’

Almanya’daki yabancı karşıtlığını değerlendiren Baba, şunları söyledi: “Zaman zaman ırkçı eylemler oluyor. 2010'da ırkçılar tarafından evimin önünde arabam kundaklandı. Ama ne yazık ki Almanya genel siyasetinden dolayı, göçmen politikalarından dolayı çok sağa kaydı. Eyalet ve yerel seçimlerde sağcılar hem eyalet parlamentosunda hem de yerel parlamentoda etkili oldular. Kendileri hem belediye encümeni çıkardılar diğer taraftan da parlamentoya doğrudan seçildiler. Bence Almanya'nın tarihi açısından çok büyük bir ayıp ama maalesef böyle güçleri var. Bütün demokratik partiler, sosyal demokratlarla beraber onlara karşı parlamentoda çalışmamız gerekir.” Baba, ayrıca Kürdistan’daki belediyelerle kardeş belediye projesiyle çalışmayı arzuladığını söyledi. Sosyal adaleti savunan bir parti oldukları için oylarının sürekli artış gösterdiğini belirten Baba, partisinin yükselişini şöyle açıklıyor: “Eyalet ve yerel seçimlere bakılırsa tabii ki biz seçimde kazanan parti olarak görülmekteyiz. 2011 seçimlerine nazaran oyumuz arttı. Yüzde 15 aldık, yani oy artışımız oldu. Bunun sebebi de diğer partilerden farklıydık. Çünkü Sol Parti tabii ki sosyal adaleti savunan bir parti. Bizim sosyal adaleti savunmamız, buna yönelik çalışmalarımız oy artışında etkili oldu.”

‘Irkçılığa karşı birleşmeliyiz’

Almanya'da sosyal düzenin gittikçe kötüye gittiğini söyleyen Baba, insanların emeklerinin karşılığını almadığını dile getirerek şöyle dedi: “Burada insanlar 8 saat çalışıyor ama çalıştıklarının karşılığını alamıyorlar. 8 saatlik çalışmalarına rağmen hayatlarını sürdürmeleri için yeterli para kazanamıyorlar, bu noktada eksiklik var. Dolayısıyla en çok destek gördüğümüz nokta sosyal adaleti savunmamız oldu.” Sağcıların Berlin Eyalet Parlamentosu’na güçlü olarak girmelerinin sebebinin mülteci sorunu olduğunu vurgulayan Baba, “Merkel'in göçmenlere yönelik doğru dürüst hiçbir politikası yok. Göçmenlerin çok kötü bir durumda yaşaması, burada spor salonlarında kalıyor olması ve yaşam standartlarının çok kötü olması politikasının olmadığını gösteriyor. Aynı zamanda buna paralel olarak ırkçılık çok arttı” diye konuştu. Baba, Alman halkının sosyal konumunun da kötü olduğunu ve bilhassa ‘göçmenler geldi bizim konumumuz gözardı edilecek’ gibi düşünceler olduğunu ve her şeyin göçmenlere yönelikmiş gibi düşünmelerinin mültecilerin günah keçisi olarak görülmesine neden olduğunu söyledi. Irkçılığa karşı birleşilmesi gerektiğine vurgu yapan Baba, “Irkçılık tüm Avrupa’da fenomen oldu. Hepimiz buna karşı mücadele etmeliyiz” dedi.

‘Belediyelere kayyum kabul edilemez’

DBP’li belediyelere yapılan kayyum atamalarını da değerlendiren Baba, son olarak şunları söyledi: “Çok antidemokratik bir yöntem. Zaten Türkiye'nin demokratik bir ülke olmadığını hepimiz biliyoruz ama bu da bardağı taşıran son damla oldu. Halkın oyuyla seçilmiş belediye başkanları yerine devlet memurunu ataması kimsenin kafasının alacağı bir şey değil. Hiçbir Avrupa ülkesinde böyle bir siyaset olmaz, böyle bir yöntem yoktur. Seçilmişleri al yerine başka birini ata kabul edilebilir birşey değil.” (M.E)  

BasHaber - Dilan ALMAZ