Türkiye’deki hak ihlalleri İsveç Stockholm’de panel konusu oldu. Türkiye’de İnsan Haklarını Destekleme Komitesi’nin düzenlediği panele Siyaset Bilimci Ekim Çağlar, Memur Sendikaları Federasyonu (TCO) Başkanı Eva Nordmark, kamu çalışanlarını örgütleyen ST Sendikası Başkanı Britta Lejon, Gazeteciler Federasyonu Başkanı Jonas Nordling ve Hıristiyan Demokrat Parti Milletvekili Desiree Pethrus konuşmacı olarak katıldı.

Ekim Çağlar, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra kutuplaşmış Türkiye toplumunun daha da kutuplaştığına dikkat çektikten sonra, Türkiye’de gerçekleşen insan hakları, ifade özgürlüğü ihlallerini, tutuklamaları ve toplu işten atılmaları rakamlarla katılımcılara aktardı.

ŞOVEN DALGA YAYILIYOR

Çağlar, AKP Hükümeti’nin terör yasalarını kullanarak muhalif sesleri susturmaya çalıştığını, gazetecileri hapsettiğini ve cezaevindeki gazetecileri terörist olmakla suçladığını söyledi. Saldırıların sadece gazetecilerle sınırlı kalmadığını ve 6 milyon oy alan HDP milletvekillerini ve Kürt belediye başkanlarını tutukladığını söyleyen Çağlar, Erdoğan ve AKP Hükümetinin toplumsal mücadeleleri ve kitle eylemlerini yabancı güçlerin kışkırtmaları olduğunu söyleyerek milliyetçi ve şoven dalganın yaygınlaşmasına yol açtığına da dikkat çekti.

GÜÇLÜ GAZETECİ ÖRGÜTLERİ OLMAMASI DEZAVANTAJ

Gazeteciler Federasyonu Başkanı Jonas Nordling, 15 Temmuz darbe girişiminden önce de Türkiye’nin bir gazeteci cenneti olmadığını ve 30 civarında gazetecinin cezaevlerinde tutulduğunu ancak bu sayının darbe girişiminden sonra 100’ü aştığını söyledi.

Türkiye’de gazetecilerin ağır baskı koşulları altında görevlerini yaptıklarını hatırlatan Nordling, Türkiye’deki gazetecilerin en önemli devajantajlarının güçlü ve kitlesel gazeteci örgütlerine sahip olmamalarına bağladı.

Avrupa ve İsveç’teki gazeteci örgütlerinin Türkiye’deki meslektaşlarını demeç, gösteri vb. yöntemlerle desteklendiklerini, ancak motor gücün Türkiye’de olması gerektiğini ve bu nedenle de güçlü bir gazetecilik örgütünün oluşturulmasının gerektiğini söyledi.

SENDİKALAR ÜZERİNDEKİ BASKI GİDEREK ARTIYOR

ST Sendikası Başkanı Britta Lejon, Türkiye’deki memur sendikalarıyla yakın ilişki içinde bulunduklarını hatırlattıktan sonra darbe sonrası çoğunluğu öğretmen yüz bini aşkın kamu emekçisinin işten atıldığını ve sendikal çalışmalarda öne çıkan pek çok sendika yöneticisinin de temelsiz suçlamalarla tutuklandıklarını hatırlattı. Lejon, “Hükümet tüm bunları teröre karşı mücadele bahanesiyle yapıyor. Terör yasalarını AKP gibi düşünmeyenleri sindirmek, susturmak, diğer muhalefet partileri üzerinde baskı oluşturmak için kullanıyor. Ülke kararnamelerle yönetiliyor. Gelişmeler oldukça kaygı verici ve ne yazık ki yakın vadede bir iyileşme olacağı yönünde belirtiler yok” dedi.

Memur Sendikaları Federasyonu Başkanı Eva Nordmark da, Türkiye’deki memur sendikalarının darbe girişiminden önce ağır baskı altında çalışma yürütmek zorunda kaldıklarını ve baskıların darbe girişiminden sonra kat kat arttığına tanıklık ettiklerini söyledi.

Memurlar üzerindeki baskıları somut örnekler vererek katılımcılarla paylaşan Nordmark, daha önce olduğu gibi günümüzde de memur sendikalarıyla dayanışmayı sürdüreceklerini ve tutuklu meslektaşlarına destek vermek için davalarına gözlemci olarak katılacaklarını dile getirdi.

İLİŞKİLERİN KOPMASI HÜKÜMETİN LEHİNE OLUR

Hıristiyan Demokrat Parti Milletvekili Desiree Pethrus, Türkiye’deki gelişmeleri son derece kaygı verici bulduklarını ve pek çok parlamentonun gündemine alarak tartıştıklarını belirttikten sonra İsveç’teki siyasi partilerin Türkiye ile ilşkilerin tamamen koparılmasından yana olmadıklarını söyledi.

Türkiye ilişkilerin kesilmesinin Erdoğan rejiminin işine yarayacağı ve muhaliflere yönelik baskıları daha da artıracağı değerlendirmesini yapan Pehtrus, “Türkiye’deki gelişmelere göre alacağımız tutum değişebilir. Ama ne olursa olsun demokratik muhalefet ve insan hakları örgütleriyle dayanışmamızı sürdürmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Çok sayıda milletvekili ve bürokratın katıldığı panelde, milletvekilleri de Türkiye’deki gelişmelerden duydukları kaygıları dile getirdi ve dayanışmanın güçlendirilmesinin zorunluluğuna vurgu yaptı. (Stockholm/EVRENSEL)