İSTANBUL - Tüm dünya ile bağlantısı kesilen ve 9 gün boyunca abluka altında olan Cizre ve Sur'a giderek, halkla bir arada olacaklarını belirten MKM'li sanatçılar, "Sanat ruhtaki yaraları sarabilir. Bizler insanların yaralarını onarmak için orada olacağız" dediler.

Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) sanatçıları, sıkıyönetim uygulamalarıyla 23 kişinin devlet güçleri tarafından katledildiği ve 9 gün boyunca tüm dünya ile bağlantısı kesilen Şırnak'ın Cizre ilçesi ve Diyarbakır'ın Sur ilçesine gidiyor. Kurban Bayramı'nda Cizre ve Sur halkı ile beraber olacaklarını ifade eden MKM'li sanatçı ve yönetmen Leyla Toprak, Cizre'de yaşanan 9 günlük sokağa çıkma yasağıyla beraber yaşanan katliamlara dikkat çekti. Leyla, " Cizre'de insan hakları ihlal edildi, insanlar, susuz, ışıksız ve iletişimsiz kaldı. İnsanlar ölüleriyle en uzun vedalaşmalarını yaşadı" diye konuştu.

Cizre halkının yaşadığı acının paylaşılması gerektiğini söyleyen Leyla, "Bizler insanların yaralarını onarmak için orada olacağız. Cizre'de katliamlar yaşanırken insanların acılarla nasıl direndiğini düşünmek lazım. Sanat ruhtaki yaraları sarabilir. O yüzden Cizre'ye giderek, tüm gücümüzle orada olacağız. Herkesin orada Kürt halkının yanında olması gerekiyor" diyerek çağrıda bulundu. Şair Ahmet Arif'in, " Bıçkılanmış dal gibi ayrı düştüğüm" mısralarını hatırlatan Leyla, " Cizre'deki herkes bu mısralardaki gibi ani ve keskin bir biçimde ayrıldı" ifadesini kullandı.

'Silahların sesini susturursak barışın sesini duyurabiliriz'

MKM'li sanatçılardan Rojda ise, 1990'lı yıllarda yaşanan katliamların, faili meçhullerin bugünde devam ettiğini dile getirerek, Cizre'de yaşamını yitiren 23 yurttaşı hatırlattı. Rojda, "Cizre deyince aklıma, Newroz, şiddetli çatışmalar, fail meçhul cinayetler geliyor, Serhildanlarla yılmayan o topraklarda en çok barışı isteyen Cizre halkını görüyorum. Bu nedenle Cizre bende çok farklı bir yerde duruyor" diyerek duygularını ifade etti. Yaşanan katliamlara karşı Cizre'nin sesine ses katmaya çalıştıklarını ifade eden Rojda, "Ama uzaktan uzağa olmuyor. Bu bayramda biz şarkılarımızla onların acılarına, yarıda kalan sevinçlerine dokunmak istedik" diyerek gidiş nedenini dile getirdi. Acının rengi yoktur sözünü hatırlatan Rojda, "Tüm acıları ortaklaştırırsak barışı sağlayabiliriz. Kürdistan'ın tecrit altında buna karşı sesimizi yükseltmeliyiz. Barış için çaba vermeliyiz. Silahların sesini susturursak, barış sesimizi duyurabiliriz" diye konuştu.


Rojda son olarak, 26 Eylül akşamı Cizre'de olmayı planladıklarını ve 27 Eylül'de ise Sur'da konser vereceklerini kaydederek, herkesi Kürt halkıyla dayanışmaya çağırdı.

Öykü Dilara Keskin / JINHA