Ankara katliamında yaşamını yitiren Eğitim Sen üyesi Şirin Kılınçalp ve HDP yöneticisi Fatma Karabulut'un Konya'daki ailelerine taziye ziyaretinde bulunan HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, burada yaptığı konuşmalarda halkların yan yana durmasından korkan zalimlerin bu tür katliamları gerçekleştirdiğini ifade etti. Bu zulmün hesabını sormanın en etkili yolunun bu ülkeye adil, özgür ve kardeşçe yaşanabilecek bir barışı getirmek olduğunu ifade eden Önder, " Biz bu bayrağı sizin bıraktığınız yerden alıp, hiç bir şekilde hayatımız pahasına olsa da, yere düşürmeyeceğiz" dedi.


Ankara Tren Garı önünde 10 Ekim 2015 tarihinde gerçekleştirilen bombalı saldırı sonucunda meydana gelen katliamında yaşamını yitiren Eğitim Sen üyesi Şirin Kılınçalp ve HDP İstanbul Üsküdar İlçe yöneticilerinden Fatma Karabulut'un Konya'nın Kulu ve Cihanbeyli ilçelerindeki ailelerine taziye ziyaretinde bulunan HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder önemli açıklamalarda bulundu. Önder'e eşlik eden HDP merkez yöneticileri, HDP Konya il ve ilçe eş başkanları ile yöneticilerini, Kulu'nun girişinde karşılayan yüzlerce kişi, oluşturulan araç konvoyu ile Karacadağ'a kadar eşlik etti. Burada aileye taziye ziyaretinde konuşan Önder, halkların yan yana gelmesinden korkan zalimlerin bu tür katliamlara başvurduğunu ifade ederek, "Şirin yoldaşımız, böyle ulvi bir gaye içi bir araya gelinmeye tahammül gösterilemeyen zalimler tarafından katledildi. Biz eğer insansak; onların bu emeğine, onların bu mazlumiyetine, onların bu kahramanlığını unuttursak, unutturursak hesabını sormazsak, bunu yapanların burnundan fitil fitil getirtmezsek bize yazıklar olsun" şeklinde konuştu.

'HESABINI SORMAZSAK İNSAN DEĞİLİZ'

Bu zulüm ve barbarlığın hesabını sormanın en etkili yolunun bu ülkeye; adil, özgür ve kardeşçe yaşanabilecek bir barışı getirmek olduğunu söyleyen Önder, "Biz insansak, eğer bu zulüm hesabını, en etkili yolunun bu memlekete barışı getirmek ama eşit, ama adil, ama özgür ama kardeşçe bir barışı getirmek konusunda çabalarımızı eksiltirsek yine bize yazıklar olsun. Biz hiç bir zaman zalimlerimize benzemedik ve benzemeyeceğiz. Bunun hesabını soracağız, giden yoldaşlarımıza başta Şirin kardeşimiz olmak üzere onlara söz veriyoruz, bu bizim onur sözümüzdür, şeref sözümüzdür. Biz bu bayrağı sizin bıraktığınız yerden alıp, hiç bir şekilde hayatımız pahasına olsa da, yere düşürmeyeceğiz, sizin şerefinizi, sizin hasiyetinizi, sizin bu kahramanca fedakarlığınızı; bu topraklarda bizim soyumuz devam ettikçe çocuklarımıza, görürsek torunlarımıza ezberleteceğiz, sizi kuşaktan kuşağa bir ömür abidesi olarak anlatacağız" dedi.

'SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEYİZ'

Önder, sözün bittiği yer olduğunu ama bu acıyı da yan yana gelerek, zalimin zulmüne birlikte direnerek dindirebileceklerini ifade ederek, Kılınçalp'ın anne ve babasına şu tesellilerde bulundu: "Anne ve babaya ne söyleyebilirim, sözün bittiği yer, ancak şunu söyleyebilirim sevgili annemiz, sevgili babamız ve sevgili kardeşlerimiz, Şirin bacımızı yitirdik ama sizin artık binlerce evladınız var, yüz binlerce evladınız var, hepimiz evladınızız. Hepimiz bir araya gelsek dahi onun bıraktığı boşluğu dolduramayız, bunu biliyoruz ama bir nebze de olsa sizi teselli edebiliriz ki biz artık sizin birer evlatlarınızız, birer kardeşleriniziz. Bu acıya dayanacağız, bunun gibi çok acılar yaşadık ama son olsun diliyoruz. İnşallah bu günler bitecek, artık eskisi gibi Kürt'ü suçlu göstermek, zalimlerin kendi aralarındaki her türlü çatışmayı, her türlü sorunu Kürt'e ihraç edecek günler geride kaldı. Zalime, zalimin zulmüne direnmenin en etkili yolu yan yana durmaktır, dayanışmaktır" dedi.

'HALKLARIN DAYANIŞMASI ONLARI ÇILDIRTIYOR'

Suruç'taki katliamı da hatırlatan Önder, zalimlerin halkların dayanışmasından korktukları için bu denli barbarca katliamlara başvurduklarını belirterek, ama yoldaşlarının bayrağını asla yerde bırakmayacaklarını vurguladı. Önder, Kürtlerle dayanışma içinde olan herkesi yok etmek isteyen bir anlayışla karşı karşıya olduklarını belirterek, "Hatırlayalım Suruç'ta gencecik evlatlarımız, her milletten, Kürdü, Türkü, Lazı, Çerkezi oraya gittiler, bu halkla dayanışma göstermek için. Orada da bu katliamın aynısını yaptılar, niye yaptılar en çok yan yana durmamızdan korkuyorlar. Yan yana durana hiç bir zulüm kar etmez çünkü. Yan yana duranın önünde hiç bir güç bent olamaz çünkü. Bugün de yine böyle yan yana gelmenin iradesini boğmak için bunu en şiddetli bir şekilde, diğer dayanışma gösterecek insanlara; sizin de akıbetiniz bu olur, demek için bunu yaptılar, yaptırdılar" şeklinde konuştu.


'BÜYÜK BİR DİRENİŞ VE ZAFER YAKINDADIR'

Önder, barış uğruna yaşamını yitiren tüm yoldaşlarının bayraklarını devralmak, kendileri için onur ve şeref meselesi olduğunu belirterek konuşmasını şu cümlelerle bitirdi: "Peki sonucu ne oldu? Sonucu 120 tane canımıza kast ettiler, katlettiler ama binlerce insan onların yasını tutuyor, belki bugüne kadar olmadığı gibi binlerce insan onların bayrağını devralarak, onların bayrağı yerde kalmasın diye seferber oluyor. Buraya gelemeyen sayın eş başkanlarımızın ve tüm milletvekili arkadaşlarımızın taziye dileklerini getirdim. Her birimiz bir yerlerdeyiz, her birimiz bir kabristandayız bugünlerde, gelemeyen arkadaşlarımız da inşallah önümüzdeki günlerde ailelerimizle buluşacaktır. Sizlere sabırlar diliyorum, sizlere, büyük bir direnişin ve zaferin yakında olduğunu söylüyorum "an serkeftin an serkeftin"...


Kulu'nun Karacadağ beldesindeki taziye ziyaretinin ardından Önder ve beraberindeki partililer, katliamda yaşamını yitiren Cihanbeyli ilçesine bağılı Kırıkışla köyündeki Fatma Karabulut'un ailesine taziye ziyaretinde bulunuldu. KONYA - HACİ GÜNEŞ