salihyazar @ ybhaber.com

Ben, patavatsızın biriyim. Nerede, nasıl davranacağımı kestiremiyorum. Her zaman bir ikilemin, hatta daha çok ihtimallerin kavşağında bocaladığımı söylersem, abartmış olmam.

Özellikle toplumun içinde bulunduğu dini, ahlaki konularda çok sıkıntıya düşmekteyim.

Ne yapsam, her şeyin en iyisini bilen büyüklerin canını sıkıyorum. Kendimi bir türlü tarif edemiyorum.

Ben, patavatsızın biriyim. Nerede, nasıl davranacağımı kestiremiyorum. Her zaman bir ikilemin, hatta daha çok ihtimallerin kavşağında bocaladığımı söylersem, abartmış olmam.

Özellikle toplumun içinde bulunduğu dini ve ahlaki konularda çok sıkıntıya düşmekteyim.

Ne yapsam, her şeyin en iyisini bilen büyüklerin canını sıkıyorum. Kendimi bir türlü tarif edemiyorum. Ne zaman iyi bir şeyler yapmaya kalksam bir aksilik çıkar, sapla samanı birbirine karıştırırım.

Tam anladım, adapte oldum, uydum ve büyüklerimi mutlu edeceğim derken, bakıyorum başka, yepyeni şeyler çıkıyor. 

Hayda!

Derken her şeye sil baştan başlıyorum. Filmi tekrar başa sar işin yoksa. Yeniden aynı iş ve işlemlere dönüyorum. Tanıma, tanımlama, karşılaştırma, muhasebe, mantık, sonuçlar derken uğraş uğraşabildiğin kadar.

Bunun yüzünden başıma gelmeyen kalmadı. 

Normal insanlar(!) gibi adapte olmakta yeterince hızlı olamayınca herkes seni aksi, itici, sevimsiz, ters, gizemli, acayip ve ötekisi olarak buluyor.

Şunu anladım ki ne kadar kendin gibi isen o kadar çok sevimsiz oluyorsun.

Temelinde çocukluğumda yaşadıklarım yatmaktadır. Okul, ev, mahalle, iş,semt ve şehir hayatında yaşanılanların birbirinden çok farklı olmasının benim üzerimde yarattığı etkilerdir. Çelişkilere karşı olan dayanılmaz, müthiş haz veren “sorgulama” duygusunun dayanılmaz dürtüsü. Hep başıma nahoş işler açtı.

Tek başıma yapamayacağımı anladım. Karar verdim. En kısa zamanda bir mürebbiye tutacağım.

Her dönemin faziletlerini bilen, en azından hemencecik kavrayabilen, dönemsel ve farklı ruh hallerine çabucak evirilebilme yeteneğine, kıvrak algıya sahip ve değişen şartlara göre hızlı yer değiştirebilen birini tutacağım.

Daha az sorunlu yeni bir hayat için, en azından aşağıdaki işleri yapabilecek, yapmamı sağlayabilecek biri olmalıdır.

“İdeolojik tabanı ne olursa olsun, tartışmaya girdiğim düzen yalakalarının, mazide yaşamış, katlanmayı bilirsek hayal edilen ideal ülkenin ileride gerçekleşeceği hayali ."  noktasında beni iknalarına itaat etmemi sağlayabilecek,

“Hayal diyorum, çünkü onların söylediği gibi geçmişte böyle bir yer olmadı. Böyle bir yerde hiç yaşamadık. Gelecekte böyle bir yerin olma ihtimali beşeriyetin sahip olduğu hümanist değerler ve tecrübeler ışığında mümkün değildir. Anlatılanların hepsi süzme masaldır. Gerçek olsaydı, yaşadığımız gezegenin adı dünya değil, cennet olurdu.” demememi sağlayabilecek,

“Akli temelleri olmayan tüm ideolojilerde, demokrasi için savaşmayı göze alamamış ideologların yaşadığı toplumlarda ‘ideal devlet’ ham hayali tutmaz.”  itirazını söyletmeyecek,

“Cumhuriyet yağma, yok etme ve yok sayma mantığı üzerine kuruldu. Kendinden önce var olmuş, yapılmış  dini, ahlaki, medeni, kültürel birikimi, eser ve çalışma ne varsa; geliştirdiği tekçi mantığına uygun olmayanı yok saydı ve kendine benzetmeye çalıştı.

Milli adı altında yıllarca uyguladığı doktiriner eğitim politikaları  içimize işledi. İktidara gelen herkes, farklı ideolojik alt yapıları yok sayan hastalıklı ruh halinin bir parçası oldu.

İktidara gelen kim olursa olsun kendi dışındaki değerleri yok ederek kendi değerlerini dayatmaya çalıştı.” gibi gıdıklayıcı kontra düşüncelerden alıkoyabilecek,

“Yalan üzerine kurgulanan her şey baştan sakat doğuyor. Sakatlık her yere ve alana sirayet etmektedir.   Zamanla normalleşerek, içselleşmektedir. Sanat, bilim, ekonomi, siyaset, aklınıza gelebilecek ne varsa birbiriyle çatışan şizofrenik yaşam biçimine dönüşmektedir.” gibi tahrik edici beyanlardan uzak tutabilen birisini tutacağım.

salihyazar@gmail.com