mervekart @ ybhaber.com

İnsan birikimin ürünüdür. Diğer canlılardan farkı hep birlikte bir kültür oluşturmasıdır. Bu kültürün yeni bireylere aktarılması da eğitim sayesindedir. Eğitim bize önceki insanların hayatlarını aktarır. Bugünkü insan hayatı önceki milyarlarca insanın emeğidir. Öncekilerin kurduğu binanın katları olarak devam etmekteyiz. Eğitim bizi bu düzeye yükseltir ve biz de eğitim ile kendimizden sonrakilere temel oluruz.Eğitim ile diyorum(!), eğitim görüntüsü altında ki çarpık bir sistem ile olacak bir iş değildir bu. 

** Maalesef ama maalesef, üzülerek eleştiriyoruz; eğitim sistemimiz bir fecaat. Müfredatı iki seneye bir değişen eğitim sistemi sadece bizim ülkemize özgü. Kendimizi gelişmiş ülkelerle kıyaslayıp onlardaki sistemi ülkemize entegre etmeye çalışıyoruz fakat bir türlü oturmuyor üzerimize hep bir beden büyük geliyor, bu da beraberinde iki senede bir değişimi getiriyor, olansa yine gençlere oluyor. Daha eski sisteme adapte olamadan yeni gelen sisteme entegre olmaya çalışıyor. Bu da toplumda ister istemez güvensizlik ve huzursuzluk ortamının oluşmasına neden oluyor. Çünkü her geçen gün ekonomik ve sosyal şartlar zorlaşıyor, gelecek kaygısı hem gençler arasında artıyor hem de aileler için bir huzursuzluğa akabinde umutsuzluğa sebebiyet veriyor. Yıl 2016, gayri safi milli hasıla ortada, enflasyon oranlarındaki artışın işsizliği körüklediği,zengini daha da zenginleştiren fakiri de daha da fakirleştiren bir zamanda ,atasından- babasından zengin olmayan çareyi okumakta arayan ve bu uğurda çalışan- debeleyen gencin önüne taş koyan sistem bana öyle geliyor ki hiç adilce değil. Öğrenci emeğinin karşılığını alamıyorsa o işte bir terslik vardır, ve bu terslik çarpan etkisiyle ülkenin tamamını sosyal ve iktisadi alanlarda negatif doğrultuda etkiler(!) Evet şuan ki sistemin değiştirilmesi meşakkatli olabilir, mezun olan öğrenci sayısı çok ve istihdam edilebilme oranı düşük; aradaki uçurumun giderilmesi, eğitim ve sınav sisteminin bir düzene oturtulması muhakkak uzun zaman alacaktır ama güç değil.Devlet müdahalesiyle, planlı projelerle, sağlam bir kadroyla bu sorun pek ala çözülebilir. Son dönemlerde gördük ki eğitim sisteminde tepeden inme radikal çözümler fayda getirmiyor. Bunun için eğitim bilimciler, başarılı girişimciler ve yurtdışında eğitim görmüş Türkiye vatandaşları ile bir ekip kurularak, yeni eğitim politikası planlanmalı. Sanırım iş sorunu çözmeyi istemekte bitiyor. Yine de gemileri yakmamak umutlu olmak lazım , isyan etmek ve gözü kapalı elleri bağlı eleştiri yapmaktan ziyade yapıcı ve onarıcı olmak her zaman selamet getirir. Bir şeyler yanlış gidiyor olabilir ama bizim düzeleceğine dair umutlarımız her zaman varolacaktır. Ne diyor Yaşar Kemal      ' insanoğlu umutsuzluktan umut yaratandır'. Bizlerin de bu istikamette konuşmaya ve yazmaya, çözüm yolu aramaya devam etmesi, en sağlıklı yöntemlerden olsa gerek :)

Peki neler olabilir bu çözüm yolları?

1) Kendi sosyo kültürel özelliklerimize göre milletimize has eğitim sistemi oluşturmakla işe başlanabilir mesela.

2) Öğrenciler temel eğitimden sonra kişisel beceri ve isteklerine göre gruplara ayrılıp, iyi olduğu alanda ilerletebilinir

3) Herkes üniversite okuyacak diye bir durum mevzu bahis değil, mesleki eğitimlerin daha az tercih edilmesi ve daha az önem gösterilmesi en büyük eksikliklerdendir.Nitekim bu ülkenin hizmet ve sanayi alanında kalifiye eleman ihtiyacı azımsanamayacak derecededir.

4) Eğitim işin erbabından alınmalı. Vekil öğretmenlerin devlete masrafı daha az diye tercih edilmesi çarpıklığın temelini oluşturuyor. Herkes kendi işini en iyi şekilde yapsa verimlilik kavramı can bulur (!)

5) İktisadi İdari Bilimler Fakültesi öğrencileri de eğitim bilimciler gibi merkezi atama ile atansa 'kayırmacılık' halk arasında 'torpil' gibi emek hırsızlığının önüne geçilmiş olunur.

6) Üniversitelerin kontenjanları , ülkenin istihdam oranına göre belirlenmeli. Sonuçta kimse mezun olduğunda işsiz statüsüne geçmek için okumuyor. Belli bir süre öğrenci statüsünde bulunan kişi işsizlik rakamlarına yansıtılmıyor diye, sırf işsizlik rakamlarını küçük göstermek için üniversite kontenjanlarını arttırmak eğitimde ki kaliteyi iyice düşürdü. Bu da bir an önce telafi edilmesi gerekenler arasında.

(Yazılacak, söylenecek daha çok şey var maalesef... Şimdilik giriş mahiyetinde olsun daha devamı gelecek bu maddelerin.)

**Kısacası sıkıntımız cevher de değil onu işleyende. Ülke olarak insanlarımızın potansiyeli yüksek fakat sistemler bozuk olunca bu potansiyel değerlendirilemiyor. Bir ülkenin büyümesi reel gayri safi milli hasılasındaki artışla ölçülür, gayri safi milli hasılanın artması üretimde etkinlik ve verimlilikle sağlanır, bunun sağlanması ise ilme ve bilme bağlıdır. Özetle EĞİTİM zaruridir, yapıcıdır, yol göstericidir, medeniyettir-uygarlıktır.

          ''Ekmekten sonra eğitim bir milletin en büyük ihtiyacıdır''

                                                                 PAUL RICHER