salihyazar @ ybhaber.com

Alelade bir insan olmak kolayımıza gitti.
Önümüze seferber edilen her şeye burun kıvırarak; elimizin tersiyle geri çevirdik ve küçümsedik.

Sahip olduğumuz hayatın başlangıcını kendimizden bildik. Bulunduğumuz yeri doğuştan getirdiğimize inandık. Kibirli tavırlarla etrafımızdaki herkese düşman kesildik.

Hayat standardımızın, aldığımız eğitimin karşılığı olmadığına kendimizi inandırdık. Daha fazlasını isterken, başkalarının hülyalarını, birikimlerini ve umutlarını eksilttik. Tükettik.

Çok nefret ettiğimiz insanlardan uzak durmaya çalışmak yerine onlara dönüştük. Bilemedik değişimi. Daha iyisi olmanın yolunu klâs atlayarak yapabileceğimizi zannettik. Böylece farkında olmadan intikam almak için çukurumuzda kin biriktirdik.

Keşke onlara, kötülere benzemeyeceğimizi söylemeseydik, umut ve söz vermeseydik.

Şimdi bunca düş kırıklığının nefesimiz üzerindeki baskısıyla nasıl baş edeceğimizi düşünüyoruz.

Yaptığımız her hatadan sonra haklı çıkmak, evrensel tarihe gurur vermiyor. Hatalar, çareye muhtaç acılara giriftar ve duçar ediyor insanlığı.

Her şeye zahirî bakan insanların zamanda hasarlı temayüz etmesi, yüreğimizin sıcaklığına düşman oldu.

Evet, insanız. Evrende ikinci bir örneğimiz yok. Tanrı etinin emarelerini taşıyoruz. Ancak bizden önce yaratılan, ‘adsız, adlı’ onurlu insanların tamamlamaya çalıştığı 'Batıni' dünyaya kendimizi dâhil edemediğimiz için her seferinde ağır bedeller ödemeye devam ediyoruz.

Bilmiyorum belki de bütün bunları biliyorduk ve bilerek yapıyorduk. Her canı, cananı, güzel hisleri ve erdemi olgunlaşmayı zül sayan eke gururumuza kurban etmeyi tercih ettiğimiz için 'Bâtıni'yi delilik saydık.

Ne yazık ki hâlâ yanlışlarımızı, yanlışlarla tedavi etme ısrarımız sürüyor.

Hayatın içinde olan;kendimizi tazeleyebilme, günah çıkarma ve yeniden yaratabilme imkanı veren kutsal nirengi şanslarından bizi mahrum bırakan, uzaklaştıran 'Zahire' hapsettiğimiz 'Batıni’mizdir…Bir bilebilsek..

Hülasa tekrarı, jokeri olmayan hayatın ana teması:" Ya herro,ya merro.
 To be or not to be." Var olmak ya da var olmamak.

Gelinen yer evrenselde çoğunlukla bomboş olandır. Yani 'Bâtıni’ ‘Zahir’e mahpus ettiğimiz yerdir.

Varsın olsun yaşıyoruz. Her insan gibi hayatın orta yerindeyiz işte. Ölmeye, yok olmaya mahkûm her şeyin dışını süslüyor, cilalıyor ve parlatıyoruz.

Ne yazık ki..

Oysa kâinatta bizi ölümsüz kılacak 'Batıni’ye söyleyecek, bırakılacak mirasımız ve emanet edilecek emeklerimiz olsaydı ölümü yenebilecektik.

Hangi dine ait olduğumuz teoridir. Ancak hepimizin insan olduğu bilimselliktir. Bu kardeşliği gösteren tek doğru dindir." Sahak Masalyan Ermeni Patriği Episkoposu KRT Yüzleşme/24.01.2018

salihyazar@ybhaber.com

salihyazar@gmail.com