Faşist, diktatör ve tiran hepsi birbirinin aynısıdır. Nerede ve ne zaman karşınıza çıkacağı hiç belli olmaz. Daha çok üçüncü dünya ülkelerinde görülmektedir.
Olmaz, olmaz demeyiniz. Bir gün olur ortada kalırsınız. Tedbirli olmakta fayda vardır.
Başınıza gelince, paniklemeden ve soğukkanlı bir şekilde çözüm üretebilmeniz için elinizin altında bulunmak üzere size Faşisti Tanıma Kılavuz hazırladım.
İnanın, dua edeceksiniz.
Babanız size bu iyiliği yapmazdı.
Hadi bakalım, umarım hiç ihtiyacınız olmaz diyerek anlatmaya başlayalım.
Başkalarını faşizmle suçlayan kimsedir.
Biat edilen ve dokunulmaz olandır.
Hiçbir zaman tamama ermeyecek büyük bir dava ve savaşın baş mimar ve kahramanıdır.
Beşeriyetin sahip olduğu; ”namus”, ”demokrat”, vicdan”, ”adalet” ve ”akıl” gibi ne kadar insani değer varsa hepsinin kendisinde arz-ı endam ettiği kimsedir.
Özel sermayenin gücünü koruyan ve kollayandır.
Her şeyi ve herkesi temsil ettiğine inanmamızı isteyen ve emredendir.
Emek gücünü baskı altına almayı kendisine görev edinendir.
Doğal seleksiyona katkıda bulunandır. Zayıflardan haz etmeyen ve güçlülere güç katandır
Aydınları, sanatçıları ve namuslu entelektüelleri aşağılayan, ezen, küçümseyen ve yok sayandır.
İyi bir nüfus, ırk, dil ve din planlamacısıdır.
Devleti zimmetine geçirendir.
Ekonomide sınıflaşma, yozlaşma ve adam kayırmada sınır tanımayandır.
Kendini şirin göstermek için hileli seçimler gerçekleştirendir.
Toplumu kendi icadı olan suç ve cezalandırma yöntemleri ile baskılayan ve kontrol edendir.
Kendi üzerinden genelleme yaparak, dışında kalanları yok sayandır.
Güçlü ve sürekli milli-manevi değerleri sembolleştirerek (marş, bayrak gibi) toptan götürendir.
Ulusal güvenlik bahanesiyle, kendi güvenliği için korku duvarları örerek, insan haklarını aşağılayan ve hor görendir.
Korkuyu, kitleler üzerinde harekete geçirici bir araç olarak kullanandır.
Düşmanlarını, günah keçilerinin birleştirici bir nedeni olarak tanımlar.
Ülkenin güvenliğini ve bütünlüğünü tehdit eden düşmanın ortadan kaldırılması için insanlar histerik kalabalıklara katıp sokaklara dökendir.
Düşman için ırksal, etnik, dinsel azınlık, liberal, komünist, sosyalist, terörist gibi tanımları var eden kimsedir.”
Cinsel ayrımcılığın baş mimarıdır. Erkek egemenlidir. Kürtaj ve homofobi (cinsiyet korkusu) korkusunu yaratan kimsedir.
Erkek ve kadın ilişkilerini ve rollerini keskin şekilde ayırandır.
Kitle iletişim araçlarının kontrol altına alandır.
Medyayı hükümet tarafından doğrudan kontrol ettirendir.
Genelgeler, mevzuatlar, sempatik medya temsilcileri ve yöneticileri üzerinden toplumu kontrol edendir.
İyiliklerimizi bizden iyi bilendir.
Dini ve yönetimi iç içe geçirendir.
Ulus içindeki en yaygın dini, kamuoyunu manipüle etmek için bir araç olarak kullanandır.
Dini retorik ve terminolojiyi, eylemlerine karşıt olsa da, yaygın olarak kullanabilendir.
Son raddede kendine özgü kurgusal “izm”ini oluşturan,kutsal kitaplar ve manifestolar yazan kimsedir.
Kendi içinde saklı megalomani karakteri dominant olunca oto kontrolü kaybeden kimsedir.
Doktriner eğitimle halkı kendisine benzetmeye kalkışandır.
Unvanı bol olan satılık aydın yazar ve çizerleri alt kadrolarında propaganda için istihdam edendir.
Sembolik ve düşük katılımlı seçimler düzenleyerek yüzde yüze yakın oy alandır.
Tamamına yakını sivil hayatın içinden gelen kimselerdir.
Toplumun fabrika ayarlarını bilen ve sosyolojik “balans” ayarları yapabilen kişidir.
Yönetimde alt kadrosunda yandaşları, müritleri, ölüm fedaileri, kartelleri ve mafyayı bulundurandır.
Empati ile sempatiyi harmanlayarak “emsem” patiyi normalleştirmemizi bekleyen (kesinlikle bekleyen) kişidir.
Kılavuzu okuduktan sonra etrafınıza dikkatlice bakmanızı tavsiye ederim. Tehlike yanı başınızda olabilir.
En sevdiğiniz çıkarsa paniklemeyiniz. Sakin olunuz. Gücünüz varsa, ondan kurtulmaya bakınız.
Gücünüz yoksa ne yapabilirsiniz?
Oradan hemen uzaklaşınız. Uzaklaşamıyorsanız, sonsuza kadar susarak kendinizi belli etmeyiniz.
Temel şansınız, sizin tehlikenin farkında olmanızdır.
Diğerleri sizin kadar şanslı değil. Çünkü ellerinde okuduğunuz kılavuz yoktur.
Farkına varamazlar, velev ki onlara içiniz acısa da...