info @ ybhaber.com

Bakmayın şu dolaştığımız tertemiz, düzenli, planlı, sokaklara, güllerle çiçeklerle donatılmış bahçelerine, vallahi kan kokuyor bu kaldırım taşlarının altı, yüzyıllardır Kara kıta diye bilinen afrikalı kardeşlerimizin, ortadoğunun ve bir çok yerdeki insanların, çocukların, kadınların ekmeğini çalıp aç bırakmışlar sömürü düzeniyle kaba kuvvetle onlara ait olan kaynakları taa buralara kadar taşıyıp adına medeniyet denilen cağdaş, insan haklarına saygılı bir toplum oluşturmuşlar sözde, insanların haklarını gasbederek.

 


Tam 50 yıldan fazla olmuş garip Anadolu insanımın buraya bir traktör, bir çift öküz parası kazanıp, eşine, çocuğuna, anne ve babasına memleketine geri dönmek için gelen o yiğitler hala burdalar.


Uyandım bugün yine bir gurbet sabahında, makineleşmiş, ayarlanmış kurulmuş bir saat gibi insanları. Hava yine soğuk tıpkı insanlarının yüzlerindeki soğukluk gibi, sahte gülümsemeler gözbebeklerinde hemen anlaşılıyor Guten morgen(günaydin) derken bile.

 

Et ve kemik yiğini yalnız mide için calışan kalabalıklar, bana dokunmayan yılan bin yaşasın dercesine egoizmin hakim olduğu bir toplum buz kesilmiş insan yığını. En küçük kasabalarına bile fabrikalar kurulmuş içerisinde modern köleler ve efendileri. Eşitlik adına kadınıda fitratından uzaklaştırmışlar katmışlar aralarına, kendilerinde yok olan aileyi Anadolu insanımda da uygulamaya koymuşlar, modern yaşam adı altında nikahsız beraber yaşayan insanlar.

 

Bizi de asimile etmişler aileyi param parça etmişler. Sabah erken saatlerde anne baba işe, çocuklar okula, 1 yaşına düşmüş bebeklerin çocuk yuvalarına alınmasi, maksat anneden ayırmak doğuran anne, yetiştirenler yabancılar olmuş. Çocuklar, eve dışlanmış alay edilmiş yabancısın diye, marka ayakkabılar, marka elbiseler yok diye zaten ezilmiş teneffüslerde bir köşeye saklanmış okul arkadaşları alay etmesin diye, eve gelip kendi odasına çekilmiş kapılarını kilitleyen kendi içine kapanmış çocuklarımız.

 

Yabancılar girmesin diye kilitlediğimiz kapılar, pencereler. Kapı ve pencereden giremeyen yabancılar bir sihirli kutuyla dalmışlar en mahrem odalara, işgal etmişler her köşeyi. Akşam satlerinde eve yorgun dönen ebeveynler her biri bir köşeye atıverir kendilerini, farkında bile değillerdir, evdeki sessizliğin, kopuklukların aile fertleri arasında, sıcak bir akşam yemeği ! oda ne ki, çoktan unutulmuş aile sofraları aparatif bir şeyler atıştırırlar kim ne bulduysa buzdolabında.

 

Herkes kendi odasında birazdan diziler başlayacak pes pese türk kanallarında. Herkesin bir veya bir kaç dizisi vardır yeni bölümlerini dört gözle beklediği bütün hafta boyunca. Baba genelde haberleri bekler memleketinde olan olaylar gündemi belirleyen magazin ağırlıklı, kan gözyaşı dolu haberler, ah vah ceker her akşam 50 yıldır buradan ülkesini kurtarmaya calışır kendi düşünceleriyle. Toprak demiş, vatan demiş 50 yıl boyunca kazandiği paralarıda oraya gömmüş, dolandırılmış benim insanım dediği holdinglerce kendi çocukları için sadece bir fabrika ayarlayabilirse 18'ine basınca burda en büyük işi yapmış olur kendince çocuklarına.

 

Birazdan karı koca arasında kiyamet kopacaktır o esrarengiz kutunun kumandası yüzünden, eğer ikinci bir televizyon varsa ne ala her biri bir köşeye taa gece yarılarına kadar. Fatmagülün Suçu, Aski Memnular, Kavak Yelleri, Hürrem sultanlar bir hafta boynunca beklenir yeni bölümleri, yeni aldatmalar, yeni ihanetler yeni aşklar artık konuşulur hafta boyunca gidilen misafirlikte, camilerin altındakı kantinlerde bile, gözyaşları dökülür Fatma gülün başına gelenlere, kimi aldatanları aldatılanları anlatıp durur.

 

Bilinç altuna yerleşen görsel efektler, bireylerin hayatında yer etmiştir artık, Denemeler, kaçamaklar başlar yasak ilişkiler cazip hale gelir yavaş yavaş. Çocuklar 18 yaşını doldurmayı beklerler dört gözle ki anne baba daha müdahale edemesin yaşantılarına. Umut bağladıkları tek şey ebeveynlerin çocukları için Türkiye'den gönderilen camii imamları, hafta sonları babalar kahveye giderken bırakıverirler hocaya akşam kahveden dönerken alırız bir iki sure öğret diyerek.

 

Malesef gönderilen hocalarda klasik din anlayışını yansıtmaya çalışırlar, ezberletirler bir kaç sure gururlanırlar. Anlamaz burada yetişen çocukların psikolojisinden, içinde bulunduğu toplumun onları ne hale getirdiğinden haberleri yoktur, Türkçeyi zor konuşabilen çocuklarla diyalog bile kuramazlar. Artık benim Anadolu insanım şunun farkına varmalı, bir çift öküz bir traktör parası kazanıp geri döneçeklerini zanneden insanımız, geri dönüş yok artık kalıcı bir millet haline geldi Avrupada, bundan sonra burada kurumsallaşmalı, okullarını açmalı, derneklerini açmalı, geleceğimiz olan çocuklarımız için bir şeylerin yapılmasının farkına varmalı.

 

Esen kalın

E.B