salihyazar @ ybhaber.com

"Türk Milli Eğitim sisteminde sıklıkla birbirini tekzip eden, tutarsız, günübirlik değişikliklere gidilmesi ülke çocuklarını üzerinde kuşaklar boyu onulmaz tahribatlara yol açtı. Uzun soluklu olmayan  tadilatlar,geçmişte yaşanan tecrübelerin ışığında akil kesimlerde kuşkuya neden olmaktadır.

4+4+4 başladığından beri değişen ne oldu? Özü itibariyle sistem aynen yerinde durmaktadır. Değişiklik yapılırken yükünü çeken velilere, uygulayıcısı olan öğretmenlere bir şey soran oldu mu?"

“Bakan görevleri arasında vatandaşın milli ve dini eğitimlerini vermek olduğunu beyan etmiş.(04.01.2013) Hadi diyelim dindaşlarınızı ve ırktaşlarınızı ikna ettiniz ve yaptınız. Peki, aramızda bulunan azınlıklar: ecnebiler ve gayri Müslimler için  görevinizi nasıl ifa etmeyi düşünüyorsunuz? Kafa aynı, dünkü kafa:Na to kafa. Merkeziyetçi, modelci, seçkinci, faydacı, otokratik eğitim anlayışı.

Gerçek amaç özgürlükçü, yetenekli bireyler yetiştirmek mi yoksa kendi nesillerini oluşturmak mı?

Her gelen batıya yüzünü çevirir, ilham almaya çalışır. Yanlış yerden bakınca batının bıraktıklarını alır ve bunları epey bir hengâme içerisinde vatandaşın çocukları üzerinde uygulamaya çalışır. Olmadı, haydi çöpe. Bir iki kuşak bu zatların hevesleri için heba olur. Aldıkları şey zaten başından  ölüydü. Her şeyi onlar biliyor ya. Bize sadece tasası, ceremesi ve bedeli düşer.

Modern dünya, değişen dönüşen zamanla beraber çocuk ve birey merkezli eğitimlerini günün şartlarına uyarlamaktadır. Rehber, organik (yaparak-yaşayarak),yetenek merkezli, özgürlükçü ve âdemi merkeziyetçi eğitim programları uygulamaktadır.

Organik eğitim anlayışında, çocuklara tıpkı bir bahçıvanın bitkisine baktığı gibi bakılır. Yani çocuk içsel bir doğaya sahip olan, uygun hava, toprak ve ışık sağlandığında takdire değer bir biçim geliştirecek olan bir şey olarak değerlendirir. “Bugün nasıl bir bahçıvan ürünü erken ya da geç yetiştirmek uğruna ona birtakım kimyasal ilaçlar aşılıyor ve bu yolla kamu sağlığına zarar veriyorsa aynı şekilde bir çocuğa da doğal gelişimine uygun düşmeyen birtakım militarist uygulamalar, öğrenme modelleri ve farklılıklara önyargılı olarak yetişmesine zemin hazırlayan tek tip bir düşünce aşılandığında insanlığa zararlı bireylerin yetişmesine sebep olunur. “(Russel ekolu)

Eğitim sistemlerini araştırırken Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programının (PISA) sonuçları dikkatimi çekmişti.Testte, öğrencilerin, matematik, fen bilimleri ve okumayla ilgili sahip oldukları bilgi ve becerilerin ne kadarını hayata geçirebildikleri, sorunlarla karşılaştıklarında ne kadarını uygulayabildikleri ölçülüyor. 2000 yılından beri uygulanan bu testin sonuçlarında en başarılı ülke hep Finlandiya çıkıyor. Türkiye ne yazık ki Meksika’dan sonra sıralamada sondan ikinci sırada. (http://www.kuraldisidergi.com/4334/en-basarili-egitim-sistemi-neden /Banu Uzkut Onuk )

 Brezilya,2000 yılların başında gerçekleştirildiği köklü reformların semeresini şimdiden toplamaya başladı bile. Kurumlarının tasniflerini, öğretmenlerin kariyerlerini, okulların iş ve işleyişlerini, okulların donanımlarını. İnsan adına akla gelebilecek her şeyi dikkate alarak düzenlemektedir.

Biz, sistemi düzenlemeye çalıştığımızı söyleyerek, ikircikli tavırlarla iskeleti bozmadan günü kurtarmaya çalışıyoruz. Değilse daha kötü, şikâyet edilen durumu istismar ederek kendinden tarafa yontmaktır. Özüne dokunmadan etrafından dolaşarak iş yapmak açıkça  hilebazlıktır. Esasında niyet halisane olsaydı mevcut otokratik, çağ dışı sistem istisnasız çöpe atılırdı.

Yepyeni bir başlangıç yapmak istiyorsanız bu elzemdir ve ilk görevinizdir.  Yoksa yaptığınız dar alanda kısa paslaşmalardır.

salihyazar@gmail.com