salihyazar @ ybhaber.com

PYD militanları Kesk ve Eğitimsen tarafından tedavi ettiriliyormuş.

Dibine kadar battıkları bo.u . Hala, ısrarla demode olmuş algı operasyonlarıyla üzerlerinden atmaya çalışıyorlar. Tek bir amaçları var. Kendilerini yargıdan kaçırmaktır.

Bu kadar müdahaleye rağmen yargılanmaktan kurtulamayacaklarını aslında bal gibi biliyorlar.

Girdikleri maceranın içine orduyu ve kolluk kuvvetlerini çekerek kurtulmaya çalışıyorlar.

Başımızı uluslar arası hukuka göre fazlasıyla belaya soktukları yetmiyormuş gibi..Bu sefer az da olsa kendimizi kurtaracak hiçbir çare bırakmayacaklar anlaşılan.

Sınırlarımızda elini kolunu sallayarak geçen, 32 iki kişiyi katleden İŞİD ve DAEŞ’e hesap sormak yerine iç kamuoyunu seçimlere bağlamak için işi toptan görmeye çalışarak operasyonun içine hiç alakası olmamasına rağmen Kandil’i de soktular.

Daha geçen gün sınırda İŞİD saldırısı sonucu ölen gariban astsubayımız öldüğüyle kaldı. (Gaziantep'in Oğuzeli İlçesi , Suriye sınırındaki 5. Zırhlı Tugay  Komutanlığına bağlı sorumluluk alanının karşısına 1 pikapla gelen  ağır silahlı 5 kişilik DAEŞ mensubu, sınırdaki askerlere ateş açmıştı. Ateş sonucu astsubay Mehmet Yalçın Nane şehit oldu.(23.07.2015) 


Bu kadar vahşeti gün gibi ortadayken neden İŞİD değil özellikle Kandil hedefe kondu. Kandil, iktidarların ağlama duvarı gibi. Sıkışan oraya saldırıyor. Ama her nedense otuz yıldır yerinde duruyor.

Yedi ilde operasyonlar gerçekleştiriliyor. Operasyonlar sonucu 217 kişi gözaltına alınıyor. Bunların içinde sadece 15 kişi İŞİD ile bağlantılı olmaktan dolayı gözaltına alınıyor. Neden İŞİD bu kadar az?

Adıyaman’dan İŞİD’e üç yüz kişiden fazla katılım olmuş. Bu durum muhtelif kişiler tarafından defalarca dile getirilmişti. Belli ki örgüt orada iyice kökleşmiş ve organize olmuş. Ancak operasyon sadece PKK yapılıyor.Neden?

Daha düne kadar;barış müzakereleri sürecinde Öcalan’a methiyeler düzen yandaş kalemler, basın yayın ve hükümet yetkililerinin söyledikleri nerede kaldı?

Örneğin 23.08.2013 tarihinde devlet bakanı Yalçın akdoğan’ın Star gazetesindeki yazısı:’Öcalan’ın rolü ve örgütün tavrı..'

Ve diğerlerinin muhtelif yazıları ve açıklamaları…

Yalçın Akdoğan: Öcalan’ın olayları okuma kabiliyeti ve tecrübesi var. Mesajları sürecin geleceğini düşünen bir hassasiyeti yansıtıyor.

Mehmet Metiner: Öcalan’ın durduğu yer, Türkiye’nin demokratikleşme sürecine katkı sağlayan bir yer. İmralı’da çok anlamlı, çok değerli şeyler söylüyor.

Yiğit Bulut: Abdullah Öcalan Ortadoğu'da Türkiye'nin önünü açıyor.

Yasin Aktay: Öcalan, dünyanın geleceğini iyi okuyup Kürtler’in, PKK’nın önüne yeni hedef koymuştur. Şartlarının iyileştirilmesi talepleri var. Bu talepler normaldir, meşrudur.

Beşir Atalay: Abdullah Öcalan Kürtler’in lideridir.

Bülent Arınç: Dağa çıkışlar eskiye oranla daha nitelikli hal aldı.

Sadullah Ergin: Öcalan bölgenin ve Türkiye’nin reel politiğini daha sağlıklı değerlendiriyor.

Nihal Bengisu Karaca: Bebek katili denen bu kişi çıktı Nevruz’da gerçekten kapsayıcı, insanlara geleceği gösteren ve helalleşme teklifi sunan bir konuşma yaptı.

Mehmet Barlas: Abdullah Öcalan bile zamanın ruhunu yakalamışken...

Hilal Kaplan: Bir zamanlar “Ölmeye hazırım” diyen Öcalan, şimdi “Yaşatmaya hazırım” diyor.

Abdulkadir Selvi: Öcalan bu süreçte sorumluluk bilinciyle hareket ediyor. İlerleyen aşamalarda Öcalan’ın konumunu Türkiye artık tartışmalı.

Emre Aköz: PKK bir terör örgütü değildir. Örgütü biliyorsunuz. Kimlerin ardında saf tuttuğunu da görüyorsunuz. El ele mi, kucak kucağa mı varın siz karar verin. (Kaynak:Tarık Toros Bugün gazetesi yazarı 12.11.2014)

Son iddialardan biriside Guardian’ın haberi. Geçenlerde öldürülen İŞİD komutanı Tunus’lu Ebu Seyyaf’ın evinde ele geçirilen sayısız flaş bellek ve belgelerde olan kirli ilişkiler. Bu belgeler ve flaşlarda Türkiye’ye satılan petrol ve bu satışlardan yolunu bulan devlet görevlilerinin bilgileri bulunmaktadır.

Bunları konuşmuyoruz. parti kapatma davası yaşamış iktidar partisi ile meclisin gedikli partisi parti kapatma meselesinde birbirlerine göz kırpmaya başladı. Daha düne kadar konuşulanlar ise…

Ne ara ve nasıl bu kadar açmazımız varken iş parti kapatma noktasına geldi?

En son kırk dördüncü canımızdan (dün) olduk. Anlamsız, kirli ve küçük bir azınlığın çıkarlarına hizmet eden bu düşük yoğunluklu savaş bitmezse, korkarım ki daha çok canımızdan olacağız.

Hiç kimsenin kendi heva ve hevesleri uğruna, yıllardan beri uygulanan savaş stratejileri sonucu zaten pamuk ipliğine bağlı olan barış ve kardeşlik duygusunu heba etmeye hakkı yoktur.

Hiç kimsenin karanlık odalarda oynadığı saklambacın bedelini bize fatura etmeye hakkı yoktur.

salihyazar@ybhaber.com