salihyazar @ ybhaber.com

Öğretmen Halil Serkan Öz’e. “Önce sevdiğiniz terk eder sizi, sonra uykunuz. Sonra ne sevdiğiniz geri gelir, ne de uykunuz.”  Cemal Süreyya

“Hepimiz birçok konuda çaresiziz. Hayatta kalabilenlerimiz, kendilerine gerçekleri aşılayabilenlerdir.”

Yazıya İlber Ortaylı’nın bir televizyon kanalında yayınlanan sohbetinin başkanlık sistemiyle ilgili sorulan soruya verdiği cevapla başlamak istiyorum. Ne demişti Sayın Ortaylı,

“Bu millet darbe anayasasına yüzde 92 verdi, başkanlık sistemi için de aynısını yapar. Aman canım’ düşüncesi seçimlerde galip gelecek. Bu seçimde de aman canım olur. Bu ülke küçük dünyaların büyük umutların ülkesi. Halkın ödeyeceği borçları, kredileri, küçük dünyaları ama büyük hayalleri var. ‘Aman canım verin gitsin’, ‘aman canım’ diye ev kadınları, kahvedeki adamlar söyler. Daha da önemli adamlara yakışmaz böyle şeyler ama maalesef bu ‘aman canımlar’ Türk siyasi hayatı için bir önem taşıyor.” (05.04.2015)

 İnsanlar iki çeşit ilişki kuruyor. Ya da insanlar kurdukları ilişki bakımından ikiye ayrılır. Organik ve inorganik ilişkiler ve insanlar.

İnorganik ilişki, tensel ve maddeseldir. Alış verişe dayanır. İlişkide ruh, sadakat, vefa, sorumluluk, kaygı, gam gibi insan doğasının özellikleri yoktur. Al gülüm ver gülüm diyaloğu vardır. Dokunmaya, dibini kazmaya gelmez. Sırça gibi patır patır dökülür ve bütün gizemi biter. İçeride tutulan çirkin varlık dışarıya fırlar. Yapmadığını bırakmaz.

Organik ilişki ve insan, açıklamaya gerek var mı? İnorganik ilişkinin tersidir işte.

İnorganik adamcıkların topluma yaşattığı zulümdür. Durumdan vazife çıkaran, kralcıdan daha kralcı inorganik insancıklar her gün yeni sıkıntılara bizi savuruyor.

Sıkıntılar adam olana adamlık katar. Adamlığa adanmış insanda karmaşa olmaz. Derslerini baş tacı eder.Öğrenilenlerden adamlık artmıyorsa gaflettedir. Gaflet, güçlü olandan başlayarak sonra kendisini dâhil ederek yüceltmektir saçma sapan işleri. Yaptığınız; haksızı, zalimi ve korkakları yüceltmektir.

Dün savunduğumuz şeylere bugün yanlış dersiniz. Bugün yaptıklarınıza yarın yanlış diyeceksiniz. Hayat, yanlış yapılarak öğrenilmiyor. Doğruyu bulmak için savaşmalıyız. Organizmanız yetiyorsa tabi.

Öğretmene bağıran, azarlayan kendi vicdanı değildir. Onu esir alan inorganik korkulardır zulme neden olan. Öğretmeni rencide ederek öldüren kibir, rektörleri atarken kendi hesabını gören inorganik  akıl tutulmasıdır.

 Geçmişte yaşadıklarımızın basit kıyası bile hepimizin çapsızlıkta farksız olmadığımızı gösteriyor. Postal yalayanlardan .. yalayanlara geldik. Bu  nereye kadar gelişebildiğimizi gösteriyor. Oyun, mekân, kurgu aynı. Değişen zaman ve oyuncular.

Bundan sonra, yapanların zerre vicdanı varsa toplumun diğer yarısına yaşattıklarından dolayı kuşatıcı olan değerler ve erdemlerle ilgili söz söyleme hakkı yoktur. Haksız söz söyleme ısrarı karanlığa ıslık çalmaktır. Kalkışanların akıbetlerini hepimiz biliyoruz.

Sorun, artarak ve artırarak yaşadığımız kâbusların nerede duracağıdır. Sonsuza kadar böyle mi gidecek? Abartılı yüzde ellinin diğer yüzde elliye zulmü nerede bitecek?

Hala ve ısrarla umudum, içinde bulunduğumuz durumdan kurtulmamızın çaresi, halkın organize olup gerçekleri görmesi ve müdahil olmasıdır. Tarihçi İlber Ortaylı’nın son röportajında dile getirdiği öngörüsüne inanmak istemiyorum.

İçimizdeki akim kavgalara son verebilirsek bulunduğumuz aracın nereye gittiğini görebiliriz. Güçlü bir irade oluşturabiliriz. İradeden çıkacak gür bir ses cehenneme yapılan yolculuğu durduracaktır.Bunu başarabiliriz. Başarı köşeli, devasa işlerde saklı değildir. Küçük, oval detaylarda saklıdır.

Unutmayalım ki, Kimsenin yeri dolmaz değil, sonuçta herkes tek başınadır bu dünyada. Dünyada kendisini yaşar. Yalnız doğarız, yalnız ölürüz. Eserin, geride bıraktığın doyumsuz mirasın olacaktır. Ya da sonsuza kadar lanetlenerek var olacaksın.

Bunun içindir ki bizi inorganik adamcıkların metalaştırmasına izin vermeyelim. Organik olduğumuzu, kalbimizin, aklımızın ve vicdanımızın sorumluluğunu yerine getirelim.

“Öfke ve kin bir güçsüzlük işaretidir.” Jean Jacques Rousseau

salihyazar@ybhaber.com