deniz-ozd36 @ hotmail.com

  Seneler birbirini kovalamakta ve bu kovalamacanın içinde insanlar çeşitli sınavlardan geçmektedir. Başımızdaki yöneticilerle olan sınavımızın adı, ülkeyi yönetmek isteyenlerin baskıları veya iktidara gelmek için kurdukları oyun ve kumpaslardır. Halk ise uygulanan tüm hukuksuzluklara karşı, tepkilerini seçim sandığına giderek göstermektedir. İstersen memnun ol, istersen olma ama tek alternatif var oda seçime gitmektir. Cumhuriyetin tarihi hep böyle olmuştur. İster beğen, istersen beğenme, birisini seçme mecburiyetin vardır.  
 
  Her ne kadar  mevcut partilerin çalışmaları, seçmenlerin düşüncelerine uygun olmasa da bunlardan birisini seçme zorunluluğu vardır. Veya seçim atmosferinden etkilenmektedir.  
 
  Son zamanlarda bu adaletsiz dünya düzeninde, piyasadaki fiyatların artmasından  dolayı, genelde bütün ülkeler, özel de ise Müslüman ülkelerin halkları etkilendi. İnsanlar bunun faturasını mevcut iktidara kesip yeni bir iktidar arayışlarına girdiler. Onun için tepkilerini karşı taraftaki partiye destekleyerek gösterdiler.  
 
 Yeni iktidar arayışında olan halk ise,  yıllar önce ülkeyi yönetenler ve bir arpa boyu yol almayan partililere yönelerek çözüm arayışına girdiler. 
 
 İktidara gelen her parti sorunların  asıl nedeni kavrayamadı. Bu zamanda getirdikleri çözümler ilerideki zamanda gelecek yanlışların asıl sebebi oldu. O kadar samimiyetsiz oldular ki, asıl sorunun kaynağını araştırmak istemediler. Günü kurtaran çözümlerle yetindiler. Onun için hiç bir zaman samimi olamadılar.  Bu siyasi   partililer kendi çıkarları için, doğru çözümler üzerinde birleşmediler. Durmadan birbirlerinin  kuyularını kazıyıp, azılı düşman oldular.  
 
 Getirdikleri çözümler günü kurtaran ve en önemlisi  ümmetin algılarını yönetme odaklı oldu. Yoksulluğun ve dar geçimin asıl sebebini araştırmadılar. Ahlaksızlığın asıl nedeni işlerine gelmedi. Gençlerin  uyuşturucu bataklığına düşerken, kimsenin sesi çıkmadı. Bir ülkenin para biriminin dolara endeksli olması, artan adaletsiz gelir dağılımı, bankaların doymak bilmeyen aç gözlülüğü, kamuya ait bir çok yerin özelleştirilmesi, ihalelere fesat karıştırılması, faiz düzenin hakim olmasına karşı  yine kimsenin sesi çıkmadı.
 
 Burada asıl mesele ,  bir ülkenin kendi siyasetinde özgür olmamasıdır. Ama onlar biz özgürüz dediler. Hep yalan söylediler. Hakkı gizlediler. Ekonomik kalkınmaya ve artan ahlaksızlıklara yüzeysel bir bakış ile baktılar. Her zaman Batıdan gelen kanunlar ile yetindiler. Bu kanunlar ise ekonomik ve ahlaki çöküntülere sebep oldu. Genelde insanlar ve özelde Müslümanlar uçuruma yuvarlandılar. Bu kanunlar sebebiyle yıkılan yuvalar, ölen insanlar oldu.  
 
 İktidara gelen her parti köklü bir çözüm üretemediğinden dolayı sorunlar hiç bir zaman çözülmedi. O parti  şu parti, iktidarda  durmak için zülüm yapmaya başladı. Cumhuriyet tarihi her zaman böyle olmuştur. Hiçbir iktidar bunu hakkıyla çözememiştir. Yapılan kısa vadeli çözümler sadece günü kurtaran politikalar üretmiştir.
 
 Maalesef insanımızın iktidara bakışı İslami odaklı değildir. İslam ile siyasetin ayrı olduğunu sandılar. İslam’ın sadece ferdi ibadetler ile sınırlı tuttular. Başa gelmek isteyen partiler ise her zaman İslami hassasiyetleri kullanarak başa geldi. Daha sonra da önceki partililerin saplandıkları çamura daha fazla batarak iktidarda kaldılar.  
 
 Asıl sorunun iktidarı değiştirmek olduğu değil de asıl sorunun sistemin değişmesi olduğunu anlayamadılar. Her İktidara gelenin derdi koltuğu sahiplenmek oldu. Babasının malıymış gibi harcadıkça harcadılar. Maalesef Müslüman halk da bunlara hala umut bağlıyor. Bunlara umut bağlamak asıl umutsuzluğun kendisidir. Bu seçimde tekrardan sandığa giderek yine aynı hataya düşecekler. O zaman hiç bir umut kalmayacaktır.  
 
 Her seçim dönemi anlıyoruz ki bu partilerden bir şey çıkmayacak. İleri zamanda  da böyle olacak. Bunlara umut bağlamak ve bunlar için çalışmak, ancak zaman ve enerji kaybıdır. Bunlara karşı tek alternatif çözüm İslami çözümdür. Ne zaman İslam’ın yasakladığı bir seçime gidilmişse, orada her zaman adaletsizlik ve hukuksuzluk çıkmıştır. İnsanı ileriye taşıyacak tek sistem İslam’ın sitemidir. Müslümanlara ancak İslami sistemi tek çözüm ve kurtuluş olacaktır. Diğer tüm çözümler fıtrata ve olaylara hatalı bir bakış  açısını getirir. Saplanan çamurdan da kurtulmak imkansız  halini almaktadır. 
 
     Allah sonumuzu hayra getirsin. Gidişat iyi değil. Umarım çok  daha acı sonuçlarla imtihan olmayız. Yapılan bütün yanlışlılardan geri dönülür. Asıl o zaman zafer bizi bekliyordur....