salihyazar @ ybhaber.com

Her şeyi çabuk unutuyoruz.

Yaşadıklarımızın milyonda biri normal şartlarda hayatın akışını allak bullak etmeliydi.

Bizde etmiyor.

Toplumsal hafızamız hiç olmadı.

Neden?

Çabuk unutuyoruz.

Birazcık hatırlayabilmiş olsaydık yaşadığımız saçma sapan, haysiyetsiz, alçaltıcı şeyleri…

Bugün daha güzel bir geleceği yaşıyor olacaktık.

Hırsızı, arsızı, canisi, ahlaksızı, yobazı; bilcümle istismarcı bunu bildiği için başımıza geliyor tüm bunlar.

Geçmişte tuttuğum notlarıma bakıyorum: Nefesim daralıyor, yaşama sevincimi kaybediyor ve utanıyorum.

Neden bir türlü anlamak ve ders almak istemiyoruz?

 Neden aynı şeyleri artarak, tekrar yaşıyoruz?

Neden, aptal yerine koymalarına müsaade ediyoruz?

Hem de zeka özürlü küçük bir azınlık tarafından.

Eksik olan nedir, gelişmeye matuf yaşamımız ve gelecek için.

Çok eski değil, beş altı yıl önce yaşadıklarımızla ilgili aldığım notların bir kısmı. 

Unuttuklarımızın ve unutturulanların zerresi bile değil verdiğim örnekler.

Bakar mısınız..

A-Yalçın Akdoğan, "HDP bundan sonra Çözüm Sürecinin ancak filmini yapar. Yani 'bal bal' demekle ağız tatlanmıyor, 'barış barış' demekle de olmuyor. Madem yüzde 13 oy aldılar, Kandil'e çağrı yapsınlar ve PKK'ya silah bıraktırsınlar." dedi.(08.06.2015)

Sonra masa devrildi. Barış müzakereleri askıya alındı.

Şimdi içeride bir düşman lazımdı. HDP şeytanlaştırıldı.

B- “ İŞİD’İn  Başika kampına saldırı haberi sonrası Başika kampına asker gönderen hükümet, Rusya’nın Gürcistan’a girmesine karşı çıktı”.(09.01.2016)

Oysa bu haber manipülasyondu. Irak’ın kuzeyine girerek İŞİD’e rahat manevra alanı sağlamak için hazırlanmış planın bir parçasıydı.

“Irak Ortak Operasyonlar Komutanlığı, IŞİD’in Musul’da Türk askerlerinin bulunduğu Başika kampına saldırı düzenlediği haberlerinin asılsız olduğunu duyurdu.”

“Peşmerge Güçleri de, Musul'un Başika bölgesinde Türkiye askerlerinin bulunduğu kampa IŞİD tarafından herhengi bir saldırı olmadığını bildirdi.”

“Sputniknews’e Irak hükümeti tarafından yapılan açıklamada ‘Komutanlık, Başika’da Türkiyeli güçlere IŞİD’in saldırı düzenlediğini yalanlamaktadır.’ denildi. “

Ve üç yüz altmış derecelik çark.

Gürcistan işgalinden sonra Rusya ile karşılıklı vize muafiyeti ve yüklü ticari anlaşmaları neden yaptığını kimse sormadı..

Şimdi, Rusya ile A.B.D. arasına sıkışmış dış politikayla hareket edemez olduk.

C-“Tubitak ödüllü yüksek lisans sahibi öğretmenin Halil Serkan Öz’ün ölümüne neden olan Yalova valisi Selim Cebiroğlu, olaydan sonra kendisiyle ilgili twiter hesabından 4 Nisan 2015 tarihinde twit atan Cem Yılmaz hakkında şikâyetçi oldu.

(Cem Yılmaz’ın twiti: Mevki ile adam ezmek, kalbini ölesiye kırmak, yazık oldu gitti öğretmencik, Daha büyük mevkilere gelesin Vali Bey. 
"Ne kadar demode kötü adam film karakteri varsa bizde galiba. Bunları bu haliyle yaziim desen, abartmiyim der, vazgeçersin. 
Kalpsize mevki vermeyeceksin. Ehliyet gibi kalp sorucan önce. Saçın? O Sakal? Anarşik!! diyen adama taç takarsan. Üzülürsün finalde işte. Ah!
Sen niye mesaide bali çekiyorsun diye soran olmayınca tabi o da coşmuş. Bakmış gücü yetiyor yüklenmiş. O da bi kurban neticede. Öğrenememiş.”)

Vali, “Şikâyette bulunduğum Cem Yılmaz, twitter isimli sosyal paylaşım sitesindeki adresi üzerinden 4 Nisan 2015 tarihli paylaşımlarında aşağılayıcı, rencide edici isnatlarda bulunarak yürüttüğüm kamu görevinden dolayı bana hakaret etmiştir, şikâyetçiyim.” dedi.

Açılan davada Cem Yılmaz’a valiye hakaretten iki yıl hapsi istendi. (19.01.2016)

Cem Yılmaz beraat etti.

Haberiniz olmuş muydu?

D- “29.12.2015 tarihinde iş bırakma eylemine katılan kamu çalışanları için gözdağı başbakanlık genelgesi yayınlandı. (Milli Güvenliği Tehdit Eden Örgüt ve Yapılarla İrtibatlı Kamu Çalışanları Hakkında 2016/4 Sayılı Başbakanlık Genelgesi 17.02.2016 tarihli resmi gazetede yayınlandı.)

Şimdi başını çıkaranın kafasını koparıyorlar. Sayısız davalar açıldı çalışanlara ve emekçilere.

Sırası gelen zokaları bir bir yedik.

Hiçbir şey olmamış gibi, homurdanarak sefil yaşamımıza devam ettik.

Geldik bugünlere.

Daha çok geriye sararak zokaları yemeye devam ediyoruz…

Ne ara bu kadar ahlaksız ve aymaz olduk?

Aslında hep böyleydik de itiraf etmek mi gücümüze gidiyordu.

Aptal milli gururumuz gözlerimizi kör mü etti?

Hep Sedat Peker gibi birilerinin hesapları ters gidince; kapalı kapılar arkasında dönen dolapları itiraf etmelerini mi bekleyeceğiz?

En evvel ahlak lazım. Ahlak varsa aldatma, aldanma ve aldatılma bitecektir.

“Unutmak, gerçeklerden kaçıştır. Oysa hatırlamak direncimizi artırır.”

salihyazar@ybhaber.com