deniz-ozd36 @ hotmail.com

 Sınır insanın azgınlaşması ve haddi aşmasına karşı bir çizgidir. Ölçü ve sınır hayatımızın vazgeçilmezidir. İnsanların yaşadığı toplumda, olumsuz yaşam tarzlarına karşı bir sınır koyma mecburiyetleri vardır. Bu çizgiyi aşan insanlar, zaman içinde istikrarsız bir yaşam sürmeye doğru yol almaktadır. 

 Sınırlar yaşam umudunu artırır, geleceğe umutla baktırır. Çöküntüden kurtarır. Sınırlar içinde bir yaşam, nimete karşı şükrü artırır. Aza kanat erdirir. Hayatın asıl gayesinin farkına varır.

 Dünya hayatını tasavvur ettiğimizde; insanlar belli bir sınır ve düzen üzerine yaratılmıştır. Bu sınırları aşan insanlar her zaman helâk olmuştur. Kur'an’ı Kerime baktığımızda bunun bir sürü örneklerini bulabiliriz. O zaman ki yaşanmış olayların üzerinden çok dersler çıkarmak mümkündür. 

 Bu zaman diliminde yaşadığımız toplumun bir sürü zorlukları vardır. Bu toplum sınırsız, ölçüsüz, doyumsuz bir hayat sürdürmektedir. Biz Müslümanlar bu çarkın içinde eriyip gitmekteyiz maalesef. 

 Hayatlarına ve yaşam standartlarına sınır koyamayan insanlar, tembel, bitkin bir hayat sürdürmekten kendilerini alıkoyamamaktadır. Bu kişiler İleriye yönelik umutlarını kaybetmektedir. 

Sınırsızlıklar, bizi uyuşturup, yormaktadır. Hayatımıza koyamadığımız sınırlar bizleri yıpratmaktadır. İbadetlerde itaatsizleşip, sınırları aştırmaktadır. Bu sınırsızlıklar, azgınlaşmalar insanları uçurumun kıyısına itmektedir. 


 Bu zamanın  en büyük sorunu   kontrolsüz, sınırsız   eğlence, gezme ve yeme gibi şeyler , bizlerin kalbini karartıp, boşlukların içine düşmemize neden olmaktadır. Bu tarz yaşamlar, bizler için birer vazgeçilmez olup, yanlış yollara sevk etmektedir.

 Kendi hayatlarımıza koyamadığımız sınırları kendi çocuklarımıza da aşılamaktayız . Sonunda mutlu olamayan bir gençlik, boşluklar İçinde bir nesil ortaya çıkmaktadır. 

 Sınırsız olarak çalışıyor, sınırsız işler hayatlarımıza yön veriyor . Sınırını koyamadığımız her şey, boşluğa sürükleyen şahsiyetler oluşturuyor . Bu hal üzerine devam eden bir yaşam hiç bir zaman mutlu olamadığımız doyumsuzluklara neden olmaktadır. 

 Allah’ın dininde her zaman sınırlar vardır. Allah’ın dini insanı İtaatsizlikten alıkoyar. İslam’daki her ölçü, insanın içine girebileceği her türlü zorluklarda ve günümüzün en büyük sorunu olan depresyonlardan  korur. İslam nafile ibadetlere ağırlık vermeni ister, şükrün artması için. Böylece insanları hayata  motive eder. Mal kazanma keyfiyetine sınır koyar, Allah Subhânehû ve Teâlâ’yı unutmaman için.  Zina, ahlaksızlıklardan men eder, ailenin kıymetini bilmen için.

 Konumu bitirmeye yaklaştığımda diyeceğim şudur ki ; Ramazan orucu insanları sadece aç bırakmaz... Yasaklar ile insanlara ölçülü ve sınırlı olmayı öğretir. İnsana , hayatının sadece kendi isteklerin doğrultusunda bir yaşama hakkı olmadığını öğretir. Daha doğrusu tüm ölçü ve sınırlarıyla kulu terbiye edip, hayatını ilahi nizama uygun bir zemine oturtur.


Nisa Suresi 13. Ayetin türkçe mealinde Rabbimiz şöyle buyuruyor:

Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'a ve elçisine itaat ederse, onu altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur.