deniz-ozd36 @ hotmail.com

  Bundan önce bu konu ile alakalı bir kaç yazı daha yazmıştım. Bıkmadan usanmadan yazmaya devam edeceğim. Her yazı yazdığımda bu denli insanların düşüşünü gördükçe, azmimi bileyip yürüdüğüm yolda hırsla, azimle yürümeye gayret edeceğim. Bu tür insanların kendinden olmayan insanlara karşı tahammülsüzlüğünü gördükçe İslam’ın insanlara kazandırdığı sayısız nimetlere şükrediyorum.

  Düşmüş, zelil olmuş bu insanlar hakkında yazı yazmamayı dahi düşünmüştüm. Ama yazmadan içini dökmeden olmuyor. Meydanı boş bırakmamak gerekir. Bu tür insanların başka insanlara karşı tahammülsüzlüğün sebepleri başka ırktan olmaları değil. Bunlar cahil kalmış, dünyada sadece kendilerinden başkası ile ilişkileri olmayan, dünyada bir tek başına kalmış insanlardır. Bunlar yalnızlığa alışkın oldukları için başka bir kimse ile yapamamaktalar. Ellerinden ancak bu geliyor. Bunlara acımak gerekir. Bu insanların ellerinden tutup başka insanlar ile tanıştırıp. Çok kültürlüğün ne olduğunu. Herkeste farklı becerilerin ve kültür zenginliklerin olduğunu bunlara öğretmek gerekir. Her insanın şahsiyeti kendi fikirlerine göre değişkenlik arz ettiğini bu insanlara anlatmak gerekir. Dünyada sizden başka insanların olduğunu ve bunlarında yaşam hakları olduğunu bilincine vardırmak gerekir. Bak bu Afganlı Rakiptir, Safiullah. Bak bu Suriyeli Amir, Abidin’dir. Bunlar ile tanışabilirsin, konuşabilirsin. Bu tip insanlar buna cesaret dahi edemezler. Çünkü bunlar dağın başında yalnız yaşamaktalar. Toplum içine inmeye cesaret edemezler. Onlar yalnız kalmaya alışkınlar. 

 Yıllarca yurt dışında yaşamış biri olarak, bir yabancının hatasından dolayı o ülkenin kendi insanları gelip kapımıza dayanmadı. Evimizi taşlamadılar, eşimize, kızlarımıza saldırmadılar. Yanlış anlaşılmasın bu demek değildir Avrupa ülkelerinde ırkçı saldırılar yok. Ama bu kadar düşmediler. Evini taşlayıp çocukların kafalarını kırmadılar. 

 Ne acayiptir ki Türkiye de o kadar yabancı büyük şirketler, holdingler var, bunlara sesini çıkarmayanlar neden savaştan kaçan garibanlara tahammül edemiyorlar. Baştan yazımda belirtmiştim bu ırkçılık değil, direk yobazlık, cahillik, kalın kafalılıktır. Düşünebiliyor musunuz bunlar ile aynı havayı solumak zorundasınız. Yazıklar olsun sizin gibilere ve sizi örgütleyenlere. 

  Bu tip insanları tatmin etmek imkansızdır. Her hastalığın çaresi vardır ama hastalıklı zihinlerin çaresi yoktur. Bunlar ne istedikleri bilmeyen tiplerdir. Yaptıkları ile çelişen, amaçları her zaman sorun çıkarmaktır. Ünlü bir gazeteci geçen gün televizyon programında İdlib’de kardeşlerimiz için ev yaptırıyoruz, bu insanlar ülkelerine dönsünler diye. Ama işin  komik olanı olaylara neden olan bu kalın kafalı insanlar Suriye'de ev yapmamıza dahi karşılar. 

 Bu insanlar her zaman insanlıktan, güzelliklerden bahseder ama savaşlardan kaçmış çocukları ile sırtlarında sadece çantalarından başka bir şeyi olmayan bu insanlara karşı düşmanlık ederler. Ellerinden gelse diri diri gömerler. İşleri güçleri topluma nefret tohumu ekmektir.  Savaşa sebep olan ülkelerin kültürlerine hayran kalırlar. Onları taklit etmek için ellerinden geleni yaparlar. 

Allah kimseyi fikir yoksunu etmesin.