Aralarında tanınmış milletvekili, yazar, insan hakları savunucuları, sanatçılar ve akademisyenlerin olduğu bir grup kadın, İngiltere Başbakanı'na hitaben Kürt halkına yönelik saldırılara karşı duyarlılık çağrısı yapan bir mektup kaleme aldı. Mektup, oluşturulan bir heyet tarafından İngiltere Başbakanı David Cameron’a teslim edildi.  

Kürdistan, Irak ve Suriye İçin Kadın Birliği (Women’s Alliance for Kurdistan, Iraq and Syria) bünyesinde kaleme alınan mektuba Prof. Mary Davis, Baroness Glenys Kinnock, İngiliz ve Galler milletvekilleri Kate Osamor, Caroline Lucas ve Liz Saville ve yazar Cynthia Cockburn gibi uluslararası alanda tanınan 32 kadın imza attı. 

Mektup önceki gün İşçi Partisi Milletvekili Kate Osamor, İnsan Hakları Avukatı Melanie Gingell, Roj Kadın Meclisi temsilcisi Evrim Yılmaz ve KNK Britanya temsilcisi Michelle Alison’dan oluşan heyet tarafından İngiltere Başbakanlığına elden teslim edildi. 

İngiltere Başbakanı David Cameron’a hitaben yazılan mektupta, Türk devletinin Kürt halkına yönelik saldırılarının acilen durdurulması, Rojava’daki özerk yönetimin tanınması, PKK’nin terör örgütleri listesinden çıkarılması, çözüm sürecinin tekrar başlaması ve bununla birlikte Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması için aktif olarak girişimlerde bulunması çağrısı yapıldı. Peace in Kurdistan Campaign de çalışmaya aktif destek sundu. 

 

'Kürtler desteğinizi hak ediyor' 

Mektupta şu ifadeler yer aldı:

"Sayın Başbakan,

Biz, kadın organizasyonları koalisyonu olan ve Kürt Kadın Hareketi ile çalışan Kürdistan, Irak ve Suriye İçin Kadın Birliği olarak Türkiye ve Irak’ta sivil Kürtlerin Türk devleti tarafından bombalanmasıyla birlikte büyük tehlikeye giren çözüm sürecine acilen dikkatinizi çekmek istiyoruz. 

Temmuz sonu itibariyle DAİŞ karşıtı koalisyona girmeye karar veren ve bu şekilde NATO’nun da desteğini alan Türkiye, şimdiye kadar DAİŞ yerine Kürtleri hedef almıştır.  

Daha da ötesi geçtiğimiz haftalarda içinde seçilmişlerin de bulunduğu 1500’den fazla Kürt tutuklanmış, ve Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün de kınadığı tutuklulara yönelik işkence vakaları yaşanmıştır. Şok edici Cizre kuşatması bir haftadan fazla devam etmiştir. 

Çözüm sürecinin tamamen bozulması, tüm bölge için büyük riskleri beraberinde getirecektir. 

Kürt halkına yönelik saldırıların durdurulması, Türk devletinin askeri gücünü DAİŞ'e karşı kullanması ve PKK ile barış sürecinin tekrar başlaması için Türkiye üzerindeki bütün nüfuzunuzu kullanmanızı talep ediyoruz. Biz kadınlar olarak savaşın yayılması yerine Kürtlerle barışın inşa edilmesi için çalışmanızı istiyoruz. 

Sayın Başbakan, hakları için mücadele eden Kürt halkını desteklemenizi istiyoruz. Ne PYD’nin ne de HDP’nin Erdoğan’ın iddia ettiği gibi sınırları değiştirme ve bölme gibi bir planlarının olmadığını çok net biliyoruz. 

Bölgedeki tüm devletlerde çatışmaların bitmesi için model olan Rojava’daki demokratik özerk yönetimi tanımanızı talep ediyoruz. Kadınların Rojava’da sivil ve askeri yaşamın her alanında eşit bir şekilde rol oynamalarından kaynaklı Kürt Kadın Hareketi, dünyadaki tüm kadınlara ilham kaynağı olmuştur. 

Son olarak sizden, Türkiye’nin PKK, YPG ve YPJ’ye yönelik saldırılarını durdurması için tüm diplomatik kanalları kullanmanızı bekliyoruz. Gerçek şu ki şu an DAİŞ'e karşı en etkili ve güçlü mücadeleyi veren Kürtlerdir ve sizlerin desteğini hak ediyorlar. Avrupa Birliği'nden mevkidaşlarınızla birlikte çalışarak PKK üzerindeki adaletsiz terör etiketini kaldırmanızı ve Kürt lider Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması için çalışmanızı talep ediyoruz. İmralı adasındaki cezaevinden ‘Barış için yol haritası’nı yazan Abdullah Öcalan olmadan barış görüşmelerinin ilerlemesi mümkün değildir." 

 

YENİ ÖZGÜR POLİTİKA