Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), çözüm sürecine katkıda bulunmak amacıyla Mardin Atatürk Kültür Merkezi’nde "Çözüm Sürecinin İktisadi Boyutuna Katkı: Alternatif Turizm" konulu bir konferans düzenlendi. Konferansın açılış konuşmalarını Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Mardin Valisi Mustafa Taşkesen, Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Ahmet Türk, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Dinçer ve Türk Girişim Ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tarkan Kadooğlu yaptı.Suriye’de IŞİD ve PYD arasından devam eden çatışmalardan kaçarak Türkiye’ye sığınan Kürtlere değinen Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Suriye Kürtlerinin Türkiye’nin doğal müttefiki olduğunu söyledi. Türkiye’nin yıllardır terör örgütleriyle mücadele etiğini belirten Akdoğan, “1.5 milyon insanın yükünü Türkiye çekiyor, siz sadece eleştiriyorsunuz. Bu yüzden kimsenin Türkiye’ye ev ödevi verme lüksü yoktur.“ dedi.Kürt meselesinin aslında ’sorunların anası’ diye tanımlanabilecek çok boyutlu bir sorunlar kümesi olduğunu ifade eden Akdoğan, şöyle konuştu: ”Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünü tehdit eden sosyal barışını zedeleyen büyük ekonomik zararlar veren en önemlisi de insanlığa, canına mal olan bu sorunun çözüme kavuşturulması hepimizin sorunudur. Türkiye şimdiye kadar mazluma kimliğini, etnik yapısını, Müslüman olup olmadığını sormadı. Zalime de kimliğini, kökenini sormadık. Zalim Müslüman da olsa, bizim mezhebimizden de olsa zalime zalim dedik. Biz ‘Barış’ dedikçe birileri ‘Savaş’ dedi, biz ‘Silah bırakma’ dedikçe birilerinin parmağı tetiğe gitti. Ama geldiğimiz noktanın kıymetini çok iyi bilelim. Akan kanın durması Türkiye ve milletimiz için tarihi bir dönüm noktasıdır. Bu filmi artık kimse geri saldıramaz. Gerilim üreterek değil, taş atarak değil, çözüm üreterek ilerleyeceğiz. Çözüm sürecinin ruhu zaten diyalogdur.” dedi.Bölgedeki iç çatışmaların, mezhep savaşlarının, etnik ve ideolojik çatışmaların, toplumsal gruplar arasında yaşanan ayrışma ve sosyal travmaların örnek alabileceği tek model Türkiye olduğunu dile getiren Akdoğan dün acı bir haber aldıklarını, Bitlis’te bir polis noktasına roketatarlı saldırı olduğunu, buraya giden ekibin kaza geçirmesi sonucu 3 polis memurunun şehit olduğunu hatırlattı. Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün kendisinden önce yaptığı konuşmaya atıfta bulunan Akdoğan, şöyle devam etti: "Biraz önce Ahmet ağabey ruh halinden bahsetti. Benim ruh halim de daha şehitlerimizin naaşları toprağa verilmeden bu konuları çok da konuşmak istemiyorum açıkçası. Ama elbette hayat devam ediyor. Ama bunlar yaşanmasın diye bu konuları da cesaretle konuşmak durumundayız. Ortadoğu ve güney sınırların her geçen gün şiddeti artan bir yangın yeri oldu. Suriye’nin alev alev yandığını, her gün yüzlerce masum sivilin Esed zulmünden veya eli kanlı terör örgütlerin katliamlarından can verdiğini, kurtulanların çareyi Türkiye’ye sığınmaktadır. Irak da onlarca yıldır kan gölü haline geldi. 25 yıldır Irak halkının yüzü gülmedi, her geçen gün yeni acılar ekleniyor. Yüzyıllarca birlikte yaşadık, aynı değerler için omuz omuza mücadele ettik. Kurtuluş Savaşı’nda birlikte mücadele ettik. Şehitliği gezmeyenler, kucak kucağa yatan farklı etnik kökenden insanların birlik ruhunu anlamayanlar, çözüm sürecinin mantığını da anlayamazlar. Biz statükoya teslim olamayız. ’Böyle gelmiş, böyle gitsin’ diyemeyiz.

” AHMET TÜRK: ROJAVA VE KOBANİ KATLİAMLA KARŞI KARŞIYA İKEN TÜRKİYE’NİN BU SUSKUNLUĞUNU ANLAMADA ZORLUK YAŞIYORUZ

Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Ahmet Türk de konuşmasında hükümetin IŞİD’e karşı sesiz kalması nedeniyle eleştirdi. Bölgede ve Türkiye’de halkların geleceğini karartmaya yönelik IŞİD saldırılarının yaşandığı bir dönemden geçtiklerini belirten Eşbaşkan Ahmet Türk, Şengal’de Ezidi katliamlarını gerçekleştiren, kadınlarına ve kızlarına tecavüz eden bir anlayış karşısında suskunluğun hala devam ettiğini söyledi. Rojava ve Suriye’de Kobani kentinin etrafı kuşatılmışken ve bir katliamla karşılaşırken Türkiye’nin bu suskunluğunu anlamada zorluk yaşadıklarını ifade eden Türk, şöyle konuştu: ”Yıllardan beri her siyasetçinin dile getirdiği bir söz vardır. ’Türkler ve Kürtler kardeştir.’ Sizin kardeşleriniz, kızları, kadınları tecavüze uğrarken burada susmayı Kürtlerin anlamasına imkan yoktur. Ebetteki bu katliam karşısında bu suskunluk sadece Türkiye’ye zarar veriyor, geleceğimize zarar veriyor, gerçekten geleceğimizi karartıyor. Şimdi çözüm sürecinin gerçekten olumlu olduğu bir süreçte, çözüm süreci noktasında herkesin bütünleştiği bir dönemde, bu çetelerin katliamı karşısındaki suskunluk gerçekten bizim umutlarımızı ortadan kaldırıyor.“Kardeşlik için barış için son fırsatların olduğu günlerden geçildiğini vurgulayan Türk, ”Sayın başbakan yardımcısı burada belki kardeşlik için, barış için, son fırsatların olduğu günlerdeyiz. Bugün Kobani etrafı gerçekten kuşatılmış Kobani’nin hemen yanında toplarla şehre ateş ediliyor ve insanlar öldürülüyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu kardeşlik hukukunu gerçekten görerek ve buna uygun politikalar oluşturarak bu sürece müdahale etmelidir. Kendi kardeşlerine destek vermelidir. Birbirimize sahip çıkma günüdür.” ifadelerini kullandı.TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Dinçer ise konuşmasında çözüm sürecinin iktisadi boyutuna katkı sunarak, Mardin’in alternatif turizm için çok önemli bir kent olduğunu ifade etti. Konuşmaların ardından kısa bir ara verildi. Aranın ardından “Alternatif Turizmin Bölgesel İktisadi Kalkınmaya Katkısı" konulu panel ile konferans devam etti. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ise daha sonra Mardin Valiliği ve Mardin Büyükşehir Belediyesini ziyaret etti. Basına kapalı yapılan görüşmenin ardından Akdoğan ve beraberindekiler öğle yemeği için özel bir otele geçti.

Kaynak: CIHAN