Orada kazanılan ve başarılı olan bir belediyecilik anlayışı, Ankara’nın çevresinde birçok ilçede daha belediye başkanlığını kazanmamızı sağlayacak. İşte bu bilinçle, haydi bakalım diyorum onlara, haydi bakalım, tarih sizden böylesi bir başarıyı bekliyor!

Ankara’ya komşu BDP’li iki belediye!

Ankara’dan yola çıkıp, seçim çalışması izlenimi için gittiğim Kulu ve Cihanbeyli, tipik iki Anadolu kasabası. Ankara’dan başlayıp, Konya’ya doğru giden E-90 karayolu, her iki kasabaya da uğruyor. Zaten böylesi yollar, hep büyükçe kasabaların genellikle içinden geçer. Üstelik her iki kasabanın en önemli caddesinin adı, bu yüzden Ankara yolu. Bu iki kasabayı bilmeyenler için tarif edeyim: Türkiye’nin ikinci büyük gölü olan ünlü Tuz Gölü’nün batı yakasındalar. Günü birlik seçim izlenimi için önce uzakta olanından başlıyorum. Yani Ankara’dan yola çıkınca, ilk ulaştığım Kulu’yu es geçiyor ve Cihanbeyli’de iniyorum. Sonra Kulu’ya uğrayıp, Ankara’ya döneceğim.
Sadece 16-17 bin kişinin şehirde yaşadığı Cihanbeyli'nin nüfusu yaklaşık 60 bin kişi. Cihanbeyli'nin tarihi gelişimi Konya tarihi ile eşdeğer görülüyor. Konya'yı Cihanbeyli'den ayıran doğal sınırlar yok. Biraz da bu yüzden, buraların idari sınırları sık sık değiştirilmiş. Cihanbeyli'nin ilk adı Esbikeşan imiş. Daha sonraları "İnevi" adını almış ve uzun yıllar İnevi adını taşımış. Esbikeşan İlçesi ilçelikten bucaklığa, bucaklıktan ilçeliğe çok kez yer değiştirmiş. 1866 yılında Kulu Köyü Esb Keşan adı ile ilçe olmuş. Sonra da Cihanbeyli ve Şereflikoçhisar, Kulu Köyü’ne bağlanmış.

Böğrüdelik 1928 yılında ilçe merkezi olmuş. Cihanbeyli de, "Mürseli Efendi" Nahiyesi adını alarak bu ilçeye bağlanmış. 1929 yılında Böğrüdelik'ten ilçelik kaldırılmış ve Mürseli Efendi Bucağı ilçe olmuş. Daha sonra 1954 yılında Kulu, 1987 yılında da Altınekin ilçe merkezi durumuna getirilerek Cihanbeyli'den ayrılmış. Sahi, Cihanbeyli, Türkiye'nin yüzölçümü bakımından en büyük ilçesi.

Son yerel seçimler, yani 2009’deki seçimler, Cihanbeyli’de çekişmeli geçmiş. MHP, AKP ve CHP arasındaki yarışı 3 bin 217 oy ile MHP kazanmış ve Mehmet Ali Önal belediye başkanı olmuş. M. Ali Önal, Cihanbeyli doğumlu bir doktor. Devlet Hastanesi Başhekim yardımcılığı yaparken, siyasete atılmış ve belediye başkanı olmayı başarmış biri. Milliyetçi Hareket Partisi’nden başkan seçilen Önal, önce Saadet Partisi’ne, daha sonra da AKP’ye katılmıştı. Bu yüzden, MHP’nin Cihanbeyli Belediye Başkan adayı, bu kez başkası oldu.

Cihanbeyli’deki seçim, bu yıl çok daha çekişmeli geçeceğe benziyor. MHP, seçildikten sonra, önce Saadet Partisi’ne, sonra da AKP’ye geçen belediye başkanlığını yeniden kazanmak isterken, son genel seçimlerde oyunu iyice artıran AKP, -şu andaki epeyce fırıldak biri olarak görüldüğünden ya da kayıp 2 milyon lira yüzünden olsa gerek- burayı yeni bir adayla yeniden kazanmak istiyor. Ancak son yolsuzluk haberleri karşısında Saadet Partisi’nin AKP’den oy devşirmesi bekleniyor. Dahası Saadet Partisi’nin adayı, daha önce iki dönem belediye başkanlığı yapmış tecrübeli bir isim. CHP ise geleneksel oylarının peşinde. Ancak bu seçimleri, belediye başkanı olarak göğüsleyecek partinin BDP olacağı düşünülüyor.

İşte bu duygularla Cihanbeyli’ye gidiyorum. İlçeye gelince otobüsten iniyorum. Küçük otogarı şöyle bir kolaçan ettikten sonra, şehrin içine doğru yöneliyorum. Şehrin ana caddesinde ilçeyi kolaçan etmeye başlıyorum. Birazdan caddeden partilerin giydirilmiş minibüs halindeki seçim araçları, şarkılı-türkülü anonslarıyla geçmeye başlıyor. Önce Saadet, sonra CHP ve ardından da AKP’nin minibüsleri geçiyor. Hayda AKP’nin bir de otobüsü varmış. Sesin ardından biraz gidince, AKP’nin kocaman yerini görüyorum. Bu seçim bürosunda yüzden fazla insan oturabilir ama pek kimse yok. Sahi AKP’nin araçlarında, arada Kürtçe türküler de çalınıyor. Vay, uyanıklar vay…


İyi de, hani bizim minibüsler! Yok mu, yoksa? Şehrin daha bir içine doğru yöneliyorum. Sokaklara asılmış parti bayraklarından, BDP’nin ilçe binasını kolayca buluyorum. Şahane bir yerde. Hemen yanı belediye binası. Onun da karşısında Cihanbeyli Hükümet Konağı. İlçe binasına çıkıyorum. Kapı duvar. Hayda, seçim zamanı olur mu böyle? Ancak kiralık levhasını görüyorum. Demek ki, buradan ayrılmışlar. Sonra yeniden dışarıya çıktığımda, BDP’nin seçim minibüsünün anonslarıyla geçip gittiğini görüyorum ama yakalamayınca, telefon etmekten başka çare kalmıyor.

Telefonum üzerine, BDP’den bir araba geliyor ve beni seçim bürosuna götürüyor. Burası bahçe imkanı da olan, ferah bir yer. Dışarıda ve hemen buyur edildiğimiz içeride büyük bir kaynaşma oluyor. Oradaki BDP yönetici ve üyeleriyle sohbet ederken, belediye eşbaşkan adaylarımızla tanışmak için heyecanlanıyorum. Gelin önce onları size biraz tanıtayım:

BDP’nin Belediye Eşbaşkan adayları

BDP'nin Cihanbeyli Belediyesi Eşbaşkan Adayı Enver Küçükyıldız, 1971 yılında Cihanbeyli'nin Bulduk beldesinde doğdu. İlkokula Bulduk'ta başlayan Küçükyıldız, 1978 yılında ailesiyle birlikte Danimarka'ya gitti. İlkokul 1 ve 2. sınıfı orada okuduktan sonra, ailesi ile birlikte 1980 yılında Konya'ya geri göç etmek zorunda kaldı. Küçükyıldız, böylece ilkokul, ortaokul ve liseyi Konya'da okudu. Önce 9 Eylül Üniversitesi'nde şehircilik eğitimi aldı. Daha sonra ise kazandığı Diyarbakır’daki Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu.

Enver Küçükyıldız, üniversiteyi bitirdikten sonra Konya'ya dönerek HADEP çalışmalarında yer aldı ve Konya'da kurucu üye oldu. Ardından girilen seçim sürecinde Konya'da önemli başarılar elde edildi. PKK lideri Abdullah Öcalan'ın "uluslararası komplo" ile Türkiye'ye getirilmesinin ardından savunma için çağrı yapıldığında bunu kabul eden ilk 103 kişiden ikisinin kendisi ve eşiydi. 2008 yılına kadar Cihanbeyli'de avukat olarak çalışan Küçükyıldız, şimdi yeniden burada çalışıyor ve halkın kendisini Belediye Başkanı olarak görevlendirmesini bekliyor.

Cihanbeyli Belediyesi için diğer Eşbaşkan adayı Zeliha Uyar Poyraz’ın durumu yeni netleşmiş. Zeliha hanım, bizim için eşbaşkan olsa da, yasalar gereği, encümen azası adayı durumunda. Seçilmeleri halinde, yokluğunda Enver Küçükyıldız’ın vekili olacak, yani onu temsil edecek. O’nunla iki satır sohbet ediyoruz. Fazla kalamıyor; çünkü kadınlarla birlikte gidilecek birçok yer varmış. Onlar coşkulu bir şekilde bürodan ayrılıyorlar. Ben, Enver beyin büroya ne zaman gelebileceğini soruyorum. Çok gidilecek yer olduğundan, büroya dönüşünün birkaç saat alacağını öğrenince, Kulu’ya geçmeye karar veriyorum.

Konya’da etli ekmeği en iyi yapan lokantaya gidiyoruz. Cihanbeylilerin bu misafirperverliğini not ediyorum! Yani buraya, belediye başkanlığını kazandıktan sonra da sık sık gelinebilir. Cihanbeyli üzerine sohbet eşliğinde beni otogardan Kulu’ya yolcu ediyorlar. Candan bir karşıladılar ve yolcu ettiler. Hepsine ayrı ayrı teşekkürler. Kulu’ya doğru yol alırken, gelin size orayı biraz anlatayım:


AVRUPALILARIN BİR ŞEHRİ: KULU…

50 bin kişi olan Kulu'nun toplam nüfusunun yaklaşık 30 bini kırda, 20 bini ise şehirde yaşamakta. Tarihi, Cilali Taş Devri'ne kadar dayanan, Kalkolitik, Eski Tunç, Hitit, Frig, Galat, Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerini yaşamış, İç Anadolu Bölgesi'nin ortasında, bağlı bulunduğu Konya iline 150 km Ankara iline 100 km uzaklıkta olan bir ilçedir. İlçe adını, kurucusu olan Kuluboğlu Mustafa Bey'den (Kulu Bey) almış. Kuluboğlu, Afyon-Karabağ dolaylarından gelen bir yörük beyi.


İlçeye daha sonraları Bölge'nin muhtelif yerlerinden gelen Kürt aşiretler (Rişvan aşireti, Şeyhbizinli Aşireti vs.) yerleştirilmiş. 1853-1856 Osmanlı-Rus Kırım Savaşı'ndan sonra Anadolu'ya göç eden Nogay Türklerinin büyük bir kısmı ilçeye ve çevresine getirilmişler. Bu yüzden, ilçe oldukça kozmopolit bir yapıya sahip. İlçe halkı Yörükler, Kürtler, Nogaylar, Türkmenlerden oluşur. İlçeye bağlı Kozanlı ve Karacadağ kasabasında, Altılar ve Yaraşlı köylerinde tarihi mağaralar var. Ayrıca İlçenin 3 km doğusundaki Düden Gölü, 183 çeşit kuşu barındıran bir doğa harikasıdır. Kozanlı yakınlarındaki Gökgöl de hem çok sayıdaki kuş türünün gözlenebildiği doğal bir güzellik, hem de her yıl yapılan şenlikleriyle halkın uğrak ve mesire yeri durumunda.

Kulu’dan Avrupa’ya değişik nedenlerle göç edenlerin ilk tercihi İsveç olmuş. İsveç’in ünlü başbakanlarından Olof Palme'nin yaşarken Kulu'yu ziyaret etmesinin de anısına, Olof Palme ismi ilçedeki cadde ve parklara verilmiş. Halen de, İsveç’teki gelişmeler, ilçede heyecanla izlenmekte. Kululuların büyük çoğunluğunun çifte vatandaşlığı var. Yani hem Türkiye, hem de İsveç vatandaşılar.

Türkiye’den giden bir parlamento heyeti, geçenlerde İsveçli mevkidaşlarıyla Stockholm’de bir araya geldiklerinde, Kulu’daki belediye başkanlığı seçimlerini konuşuyorlar. Sadece Hasip Kaplan değil, AKP ve MHP’li milletvekilleri Kulu’daki seçimleri, kendilerinin kazanacağını iddia ederken, araya İsveçliler giriyor ve “Kululuların çoğu bizim de vatandaşımız. Kim iyiyse, o kazansın” diyerekten, tartışmanın büyümesini önlemeye çalışıyorlar.

2009 yerel seçimlerinde Kulu’da AKP, MHP ve CHP arasında geçen yarışı, 3990 oy ile AKP kazandı ve Dr. Ahmet Yıldız, ikinci kez belediye başkanı oldu. 1954 Kulu doğumlu Yıldız, ilk ve orta öğrenimini Kulu’da, yüksek öğrenimini ise Erzurum’daki Atatürk Üniversitesi'nde, doktorasını ise Konya Selçuk Üniversitesi'nde yaptı. AKP’den 3. kez aday gösterilen Ahmet Yıldız, seçilmeden önce Kulu İmam Hatip Lisesi Müdürlüğü görevini yürütmekteydi. Ancak AKP’de sorun var; çünkü belediye başkan aday adayı olan kişiler reddediliyor. Sebebi de Kürt olmaları. Oysa aralarında partinin ilçe başkanlığı yapmış olanlar bile var.

Peki, AKP’nin mevcut başkanla devam etme kararı, onun başarılı olmasından mı? Pek öyle olduğu söylenemez. Belediyenin müthiş düzeyde bir borcu var. Sıkı durun: Belediye, kendi belediye binasına ve gelir için yaptırdığı bitişikteki rezidansa ruhsat alamıyor! Öyle bir dandik iş yapmış yani. Seçimi kaybediyoruz, korkusuyla da olsa gerek, satabileceği birçok şeyi ucuz bir şekilde elden çıkarıyormuş. Geçen seçimleri küçük bir farkla kaybetmiş olan MHP, bu yılki seçimlere de asılacaktır. Ama sadece BDP’liler değil, rakipleri de burada seçimi BDP’nin kazanacağını düşünüyorlar. Bu yüzden, karşı tarafta uyduruk korkular yaratılmaya çalışılıyor.

Kulu otogarından arabayla beni alan arkadaşa soruyorum: Burası Cihanbeyli’den daha zengin görünüyor. Sebebi İsveç vatandaşları mı? “Ooo, sadece İsveçliler mi, Almanya, Avusturya, Fransa ve Hollandalılar da var” diyor. Avrupa’da çalışan Kulular, emekliliklerinde buraya dönüp, iyi bir ev yaptırıyor ya da satın alıyorlarmış. Etraf oldukça lüks evlerle dolu. BDP’nin seçim bürosunun önünde beni Belediye Eşbaşkan adayı Mustafa Çakır karşılıyor. Oldukça kalabalık bir kitlenin ortasından büronun içine giriyoruz. İçerideki masaların hemen hepsi dolu. Genel bir selam verip, içeride bir masaya oturuyoruz. Birçok masadan kalkıp, benim ve başkanın eli sıkılıyor. Hal ve hatır soruluyor. Ben bu arada, size eşbaşkan adaylarımızı biraz tanıtayım:

BDP’nin eşbaşkan adayları

Kulu Belediyesi Eşbaşkan adayı Mustafa Çakır, 1953 yılında Kulu'nun Zincirlikuyu kasabasında doğdu. İlkokulunu Zincirlikuyu'da, ortaokul ve liseyi ise Ankara'da okudu. Erzurum Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ni kazanan ancak daha sonra geçiş yaptığı Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi bölümünden mezun olan Çakır, 12 Eylül askeri darbesi döneminde büyük zorluklarla karşılaşırken, faşist güçler tarafından ağır bir saldırıya uğrayarak yaralandı. Ardından 26 yıllık memuriyet hayatına başlayan Çakır, bu süre içerisinde çeşitli kademelerde çalıştı. Çakır, emekli olduktan sonra da özel şirketler bünyesinde tarım alanında çalışmalarını sürdürdü. Memuriyet hayatı boyunca da çiftçinin yanında olan ve tarım işleri ile köylünün bütün sorunlarını takip eden Çakır’ın hayvancılık ve tarım ile ilgili önemli projeleri var.

Tecrübeleriyle Kulu'ya faydalı olacağını düşünen Mustafa Çakır, "Kendi yörem dışında birçok yerde çalıştım ve oralara katkım oldu. Bundan sonra kendi yöreme hizmet edeceğimi düşünerek aday oldum. 5 aydır köy köy dolaşıyoruz. Buradaki insanlarımızın dertlerini dinledik. Sorunların tespitini yaptık. Bunlara ilişkin çeşitli projelerimiz var. Seçimleri kazanmamız durumunda alt yapı çalışmalarını hemen başlatacağız. Bunun yanı sıra sosyal projelerimiz de olacak. Bu sosyal projeler içinde kadınlarla, gençlerle ilgili projelerimizde olacak. Bu konuda uzman arkadaşlarımız da var. Onların tecrübelerinden de yararlanacağız" diyor.

Resmiyette encümen üyesi, fiiliyatta ise Belediye Eşbaşkanı olacak olan Esin Akgül Güneş, genç biri. Ancak kısa bir tanışma faslımızdan fark ettiğim kadarıyla cevval biri. Kendisine en çok yardım eden kişilerin başında da annesi geliyor olmalı ki, seçim bürosuna birlikte geldiler. Onunla da tanıştım. Çok sıcak bir insan. Epeyce sohbet etme imkanım olan Mustafa Çakır ise benim yaşlarımda biri. 12 Eylül öncesi ve sonrasındaki yıllarımızı yad ettik birlikte. Çakır’ın gerçekten önemli projeleri var. Sahaya hakim. Seçildiği günün hemen ertesinde başlatabileceği ve Kulu için çok yararlı olacak şeyler. Dahası çok samimi, içten ve ilk bakışta -karşıdan öyle görünmese de- müthiş hoşsohbet biri. Onun ve Esin hanımın belediye başkanlığı Kulu’ya çok şey katacak.

BDP’liler Cihanbeyli ve Kulu’da belediye başkanlıklarını devralmaya hazır görünüyorlar. Alırlar mı? Oralara gitmeden önce, benim epeyce kuşkum vardı; ancak oraları gördükten sonra, neden olmasın, diyorum. Ancak bu iki belediyenin -en azından- ilk yılları kolay olmayacak. Öncelikle her iki belediyenin kasasında para olmayacak, hatta borcu olacak. Dahası Cihanbeyli Türkiye’nin en geniş ilçesi. Kulu’nun da ondan kalır yanı yok. Üstelik onların bir başka tarihsel öncü rolleri olacak. Orada kazanılan ve başarılı olan bir belediyecilik anlayışı, Ankara’nın çevresinde birçok ilçede daha belediye başkanlığını kazanmamızı sağlayacak. İşte bu bilinçle, haydi bakalım diyorum onlara, haydi bakalım, tarih sizden böylesi bir başarıyı bekliyor! (Özgür Gündem)