Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında konuştu.
 
İşte Başbakan Erdoğan'ın konuşmasının satır başları:
 
Partimizi kurduğumuz günden bugüne kadar 20 istişare toplantısı gerçekleştirdik. Hükümet düzeyinde bakanlar kurulunu topluyor ülkenin sorunlarına çözümler üretiyoruz.
 
Toplu açılışların ardından partimizin divan toplantılarına katılıyor, şehrin kanaat önderleriyle buluşuyoruz.
 
Coğrafi bölgeler bazında il başkanlarımızı, belediye başkanlarını biraraya getiriyoruz, bölgenin sorunlarını karşılıklı olarak değerlendiriyoruz. Kimi siyasi partilerin AK Parti'yi taklit etmekiçin çok ciddi kafa yorduklarını biliyoruz. Biz başarısının sırrını gizleyecek bir kadro değiliz. İlmi saklayanlardan olmadık.
 
BAŞARIMIZIN SIRRI İSTİŞAREDİR
 
Başarımızı öğrenememiş olanlar varsa söylüyorum bizim başarımızın sırrı istişaredir. Milletine danışan, millete tepeden bakan dizayn etmeye çalıyan toplum mühendisleri değil, milletin diliyle hareket eden partiyiz.
 
MİLLETE GİDERİZ
 
Yeni anayasa konusunda ila nihaye müzükere olamayacağını kendi taslağımızla milletin önüne çıkacağımızı ifade ettik. Muhalefet milletin tercihlerini hiçbin zaman dikkate almamış küçümsemiştir.
 
Halk oylamasını telaffüz ettiğimizde yine milleti tahkir etmeye başladılar. Bunlar siyasi tarihleri boyunca anayasadan darbelerin gölgelerinde hazırlanan metinleri anladılar.
 
Eğer Meclis'ten geçmezse millete gider ve sivil anayasayı milletin takdirine sunarız.
 
61 anayasasına ilerici diyenler 82 anayasından şikayet edemezler. Şantajla anayasa değimez diyorlar. Şantaj iddiasını dile getirenler müdahale ile anayasanın silah zoruyla değiştirilmesini nereye koyacaklarını meak ediyoruz.
 
KILIÇDAROĞLU'NA SERT SÖZLER
 
CHP Genel Başkanı bir yandan sürekli dünyanın değiştiğini söylüyor, bir yandan statükoyu savunuyor.
 
Kılıçdaroğlu sadece Türkiye'de değil tüm dünyada CHP'yi alay konusu yaptı. CHP Genel Başkanı yurt dışında ülkesinin cari açık üzerinden vurmaya çalışırken cari açık geriledi.
 
"CHP'NİN TÜRKİYE DÜŞMANI DİKTATÖRLERLE VE TÜRKİYE DÜŞMANI TERÖRİSTLERLE MUHABBETİ NEDİR?"
 
Hatay'da meydana gelen patlamadan sonra herkes dikkatli davranırken, herkes olayın aydınlatılmasını, netleştirilmesini beklerken, CHP'liler hemen bunu nasıl siyasi ranta dönüştürürüz diye bir telaşa girdiler, daha ilk dakikadan itibaren hükümeti suçlamaya başladılar. O kadar ileri gittiler ki, aracın yönünün Suriye'ye doğru olduğunu bile ileri sürdüler.
 
Aylardır CHP liderinin kamuoyuna net bir şey söylemesini bekliyorum; Suriye'yle bu muhabbetiniz nedir? Bir de tutuklu gazeteci diyerek, tutuklu avukat diyerek adeta korumaya aldığını Türkiye'nin ve dünyanın en kanlı terör örgütleriyle bu muhabbetiniz nedir? Terör örgütü avukatlarını kıyasıya savundular. Hala çıkıp terör örgütü avukatını savunmaya devam ediyor. O senin savunduğun avukatlar, çelik kapılarla örülmüş bir binanın içerisinde geceyarısı toplantılar yapıyorlar.
 
CHP'nin Türkiye düşmanı diktatörlerle, Türkiye düşmanı teröristlerle muhabbeti hiç olmamıştı. İşte bu genel başkan onu da becerdi.
 
BEDEL ÖDEMEYE HAZIRIZ
 
Esasen terörün bitmesi noktasında bu düşüncemizi hissiyatımızı defalarca dile getirdik. Eğer milletin yararınaysa, ülkenin yararınaysa, kan duracaksa biz AK Parti olarak her türlü bedeli ödemeye hazırız.
 
Şunu herkes bilsin ki attığımız ve atacağımız adımlar milletimize rağmen olmaz. Acıları gözyaşlarını gözetiriz. Doğru bildiğimiz hak bildiğimiz noktada tereddüt etmez yürürüz. Bu süreçte BDP'ye bunu ısrarla izah ettik.
 
"BDP CESUR DAVRANMALI"
 
AK Parti olarak risk alıyoruz, BDP sen bu riski almak zorundasın. Eğer Kandil'den gelecek mesaja göre hareket edecek olursan, ben kanın durması için şu kadar hareket ettim hakkına sahip değilsin.
 
BDP samimi şeffaf bu süreci götürmek zorundadır. BDP, MHP gibi davranırsa istismarı popülizm olarak görürse bu sürece katkısı olamaz.
 
"MHP GENEL BAŞKANI'NI MUHATAP ALMAYACAĞIZ"
 
MHP'ye söylüyorum... Ben Genel Başkanı'nın sakil sözlerine, hakaretlerine cevap vermiyorum. Kardeşliğe ilişkin tek bir cümle ağızından duyamazsınız, sadece hakaret ederek muhalefet yaptığını zannediyor. İnsana ilişkin cümle kurmadığı sürece MHP Genel Başkanı'nı muhatap almayacağız.
 
DİYARBAKIRLI ÇOCUKLARIN MEKTUPLARI
 
Bugün size bazı mektupları aktarmak istiyorum. Bu çocuklardan bir kısmının terör örgütü tarafından istismar edildiğini aktarmak istiyoruz. Ama biz bu çocukların eline ne Molotof veriyoruz, ne taş veriyoruz. Biz yavrularımızın eline kalemi veriyoruz, bilgisayarı veriyoruz.
 
"Sayın Başbakanım, bizi bu geziye gönderdiğin için teşekkürlerimi sunarım. Sayenizde ilk defa uçağa bindim. Diyarbakır'da fabrikalar açılsın, insanlar işsiz kalmasın. Akan kanı durdurmanızı istiyoruz. Kan akmasın. Sizi çok seviyoruz. Lütfen bu sorunlarımızı halledin. Lütfen kan akmasın artık. Bizi gönderdiniz öbür arkadaşlarımızı da gönderin"
 
"Ben Çanakkale'yi çok sevdim. Orada şehitliğe gittik. Çok duygulandım. Kendimi çok şanslı hissediyorum. İlk defa uçağa bindim. İlk defa denizi gördüm. Girmek istedim ama soğuktu havalar. İlk defa vapura bindim. Doğrusu Çanakkale çok güzel"
 
"Çanakkale gezisinde şehitlerin mezarına giderken, bir mezarda birden fazla şehit yattığını görünce çok duygulandım. Bizler en iyilerimizi verdik toprağa. Biz şehitlerin hiçbir zaman ölmeyeceğini biliyoruz."
 
"Bugün benim için çok güzel bir gündü. Ben 14 yaşıma geldim. Böyle bir güzel gün geçirmedim. Bugün Çanakkale'de şehitliği ziyaret ettik. Geçmişimizi öğrendik. Aslında kendimizi tanıdık"
 
"Ben bu geziden çok hoşlandım. Çünkü ben hiç şehir dışına çıkmamıştım. Bir de ne uçağa ne de denizi görmüştüm. Ben Çanakkale'yi çok beğendim. Şehitlerin mezarını gördüm fatiha okudum. Diyarbakırlılar, vardı. Memlekete sahip çıkmıştı. Biz de onların sayesinde buralara geldik."
 
"Doğrusunu söylemek gerekirse Çanakkale'ye indikten sonra. Milletvekillerini valiyi görünce çok şaşırdık. Uçağa ilk kez biniyorum. Uçağa binmek ilk hayalimdi. Sonra şehitler abidesine gittik. Bir yandan buraları gördük, bir yandan da bir çok yerden buralara gelip vatan uğruna bu savaşı kazanan şehitlerimize üzülüyorduk. Bazen içimden diyordum da Allah kullarını çok sever. Hepinize bir ömür boyu mutluluklar dilerim. Eminim Başbakanımızın tanıdığı şansla yeni havuzlarımızı stadımızı bekliyoruz"
 
"Ben bu geziden çok hoşlandım. Şehir dışına gitmemizi sağladı. Bu gezide kendi dedelerimizin mezarlarını gördük. Bizim için savaşan büyüklerimizin mezarını gördük. Çanakkale'de tur rehberleri bize mezarlıkları gezdirdi. Her şehirden her ilçeden insanların mezarları vardı. Demek ki o zaman insanlar omuz omuza savaşıyorlar. Şimdi bizim insanlar düşmanlık içinde yaşıyorlar."
 
"HANİ KARDEŞLİĞİMİZ HANİ BİRLİĞİMİZ?"
 
"Merhaba ben lise mezunuyum. Ben geziden gördüğümüz yerleri, yediğimiz yemekleri anlatmak istemiyorum. Gelelim asıl meseleye. Bugün bu geziye her kim katıldıysa, başını yastığa koyduğu an rahat uyuyacaksa bu insanın vicdanı körelmiş demektir.
 
Bugün Diyarbakırlı Hataylı Yozgatlı şehitler dediler ki. "Ey torunlarımız ne haldesiniz, biz, siz beraber rahat yaşayın diye toprağa düşmedik mi? Sana diyorum Diyarbakırlı Mehmet, sana diyorum İstanbullu hakan ne haldesiniz? Hani kardeşliğiniz, hani birliğiniz?"
 
Soruyorum vicdanlara ne zaman dedelerimizi dinleyeceğiz. Ne zaman sarılacağız? Ne zaman ki herkes beraber, ölen her kim olursa olsun bugün bir genç öldü, bu vatanın evladı öldü derse, o zaman birlik olacak."