Geçtiğimiz yıl ilki Diyarbakır’da gerçekleştirilen ’Kadın Buluşması’nın ikincisini Hasankeyf’te gerçekleştiren Mazlumder Kadın Çalışma Grubu, Kobane’de yaşanan insanlık dramı ve sular altında kalma tehlikesi yaşayan Antikkent Hasankeyf’e dikkat ekti. ’İslam ve Ekoloji, Kadın ve Ekoloji, Farklı Ekolojik Akımlar, Ekolojik Yıkım ile Mücadele’yi konuşan kadınlar, dünyanın pek çok yerinde yaşanan sorunların kadın bakış açısının eksikliğinden kaynaklandığını ifade etti.

Mazlumder kadın üyeleri arasında tanışmayı, kaynaşmayı sağlamak, ortak sorunların çözümüne katkı sunmak amacıyla geçtiğimiz yıl ilki Diyarbakır’da gerçekleştirilen “Buluşma”nın ikincisi Hasankeyf’te gerçekleştirildi. Hasankeyf Has Bahçe’de yapılan programa, Türkiye’nin değişik yerlerinden insan hakları ve ekoloji konusunda çalışma yapan yaklaşık 40 kadın katıldı. iki gün süren programın birinci günü “Ekoloji Atölyesi” ikinci gününde ise Hasankeyf ve Midyat gezisi düzenlendi.

Mazlumderli kadınlar, sohbet ortamındaki toplantı ve sunumlarda İslam ve Ekoloji, Kadın ve Ekoloji, Farklı Ekolojik Akımlar ve Ekolojik Yıkımla Mücadele ve Hasankeyf örnekliği başlıklarını işledi. Program sonrasında Hasankeyf’in sular altında bırakılmak istenmesine karşılık bir de bildiri yayınladı. Sonuç bildirgesi, özellikle karar vericilere bu işle ilgili bütün bakanlara ulaşmasını ve bütün ilgililerin bu sonuç bildirgesine kulak vermesi temennisinde bulunuldu.

Etkinlikle ilgili değerlendirmede bulunan Mazlumder Genel Koordinatörü Nurcan Aktay, yaşanan sorunlara dikkat çekerek, bunun kadın bakış açısının eksikliğinden kaynaklandığına vurgu yaptı. Kadın Çalışma Grubu olarak geçen yıl Diyarbakır’da "İnsan hakları" temalı bir kadın buluşması, bu yıl ise Hasankeyf’te "Ekoloji" temalı buluşma gerçekleştirdiklerini belirten Aktay, "Burada ekolojinin insanla, ekoljinin İslamla ilişkisi, ekolojinin kadınla ilişkisini işlediklerini söyledi. Bu tarz çalışmaların sonucunda kadınların toplumsal sorunların çözümünde karar süreçlerine katılımını hedeflediklerini belirten Aktay, kendi kurumları başta olmak üzere bu tarz kurumlarda kadın bakış açısına şiddetle ihtiyaç olduğuna dikkat çekti.

Hasankeyf’i sular altında bırakacak benzeri projelerin iptalini isteyen Aktay, konuşmasında şunları dile getirdi: "Tüketim çılgınlığı, insanı doğadan ayıran yaşam tarzı, her şeye hakim olma, sahip olma çabasının önümüze getirdiği sonuçları görüyoruz. Hasankeyf, ilerleyen süreçlerde yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. İslam anlayışına göre insan fizyolojik olarak doğal yaşamın bir parçası olduğu gibi cüz’i iradeye sahip olmasıyla varlık aleminde daha fazla sorumluluk yüklenen özel bir konuma sahiptir. Bu konum, insana doğayı sömürüye tabi tutma, kontrolsüz bir şekilde tasarrufta bulunma hakkı vermemektedir. Şiddet ve ayrımcılıkla ve de ekolojik yıkımla mücadelenin hem insani hem de İslami bir sorumluluk olduğunu hatırlatırız. Bizler insanın ve devletin üstün yararı adına doğa ve kültürel bir yıkıma tabi tutulmak istenen Hasankeyf’te bu bildiriyi yayınlarken, biraz ötemizde Kobane’de yaşanan insanlık acısını içimizde hissediyor, tüm insanlığı bu zulme karşı sessiz kalmamaya davet ediyorum. Şiddet üzerine kurgulanan bir medeniyetin sebep olduğu yıkımdan tüm doğal ve kültürel varlıklar gibi insanların da zarar göreceğini söylüyoruz. Doğaya ve insana yönelen şiddetin aynı köklerden beslendiğini uyum ve uzlaşı içinde bir yaşam için şiddetin kökenlerine inerek sorgulanmasının ve çözüm aranmasının gerekliliğini hatırlatırız."

Mazlumder Kadın Çalışma Grubu’nun çalışmalarını çok önemsediklerini belirten Mazlumder Genel Başkan Yardımcısı Murat Çiçek ise bugün dünyada yaşanan savaşların, yıkımların, Ortadoğu’nun geldiği durumun sebepleri irdelendiğinde buradaki yıkımların sebebinin insanın doğa ile ilişkisini kesmesinden kaynaklanan yıkımlar olduğunu söyledi. Çiçek, "Bugün Kobane’de ve Ortadoğu’da yaşanan bütün sıkıntılar ve insanı dehşete düşüren bütün uygulamalar ve savaşların özellikle insanların doğayla ilişkisini kesmesinden kaynaklanan sıkıntıların bir ürünü olduğunu vurgulamak ve özellikle Hasankeyf’in de maruz kalacağı durumları irdelemek üzere ekoloji temalı verimli ve güzel bir toplantı yaptık." dedi.

Tüm canlıların yaşam hakları için mücadele eden aslında bir insan hakkı örgütü olan Mazlumder’in aynı zamanda çevre hakkı ve ekoloji hakkını da savunduğunu belirten Mazlumder Batman Şube Başkanı Hasan Argunağa, "Burada Hem Türkiye hem dünya kamuoyuna Hasankeyf’i ve doğasını sahiplenme mesajı verdik. Ayrıca burada, Kobane’de gerçekleştirilmek istene vahşete dur denilmesi için tüm dünyayı, tüm insanlık alemini duyarlı olmaya çağırıyoruz. Herkesin bu vahşete tepki göstermesi gerekiyor çünkü orada Kobane’ye sığınan yüz binlerce insan var. Değişik inanç mensupları, değişik dilleri kullanan insanlar yaşam savaşı veriyor. Kobane’ye yönelik vahşeti kınıyoruz." diye konuştu.

Bu yılki buluşmanın temasına uygun olarak logolarında mor renk ve yeşil yaprak kullanan Mazlumder yetkilileri, badın buluşmalarını gelenekselleştirerek, her yıl farklı bir tema ve farklı bir ilde yapmayı hedefliyor.


Kaynak: CIHAN