salihyazar @ ybhaber.com

Yapılmakta olan müzakerenin adı barış  ve müzakerede iki taraf vardır. Koşullar iki taraf için eşittir. Sorumluluk, başarı, destek ve çözüm önerilerini iki taraf karşılıklı konuşur. Ortak paydaları bulmaya çalışır. Bütün hesap ve işlerin sorumluluğu bir tarafta değil iki tarafa aittir. Tarih notunu böyle düşecektir.

Barış müzakereleri devam ederken barış dilini inşa etmek önemlidir. Dilimize pelesenk olmuş  konuşmalar geride bırakılmalıdır. Müzakerelerde, birbirini dinlemeye ve anlamaya dayalı söz üslubu oluşturulmalıdır. Karşılıklı hassasiyetlere konuşmalarda da  dikkat edilmelidir. Müzakere yapıcı dille konuşarak ilerler. Eski defterler karıştırılmamalı, bir kenara bırakılmalıdır. Aklımıza düşen düşüncelere ait her söz tartılmadan dile havale edilmemelidir. Müzakerelerin böyle bir lüksü yoktur. Var olan kuşku ve güven tereddütlerini nasıl boşa çıkaracağız ki.

Madem yeni bir birlikte yaşama mutabakatı sağlanacak, eski yakıcı, yıkıcı ve asitli  dille bunu nasıl sağlayacaksınız? Dillerimizin onararak işe başlayabiliriz. Eski dil yaraları zamana bırakılır ve kabuk bağlar.

Çıkarılan yargı paketleriyle geçmişte yaşanan hukuk ihlalleri giderilmeye çalışıldı. Yapılanlar yapılması gerekenlerle kıyaslandığında olması gerektiği hızda ilerlemediği ve bir oyalama izlenimi uyandırdığı kuşkularını azaltmamıştır. Devlet, resmen tanımadığı karşı tarafla müzakere yürütmektedir. Her ne hikmetse çıkarılan yargı paketleri bu işi de çözemiyor. Müzakerenin ruhuna ters ve ikircikli. Yasal olmayan ortamda barış müzakereleri yürütülürken, KCK ve PKK yardım yataklıktan içeride  binlerce insan tutulmaktadır.

Yetmiş dokuz yaşında ve altı yıldır ceza evinde. Yatması gereken on bir yılı olan Elfo Nine bunlardan sadece bir tanesi. Bir eli felç ve en temel günlük işlerini yaparken dahi yardım almaya muhtaç. Cezaevlerinde bu durumda  olan binlerce insan var. Bunlar yürütülen barış müzakerelerinin ruhuyla çelişmiyor mu?

Barış sağlamak için, memleketin dört bir tarafına Akil adamaları ve barış elçileri göndererek barışı sağlamaya çalışırken, sorumluluk makamında olanların sorumsuz ve sorunlu dilleri ve hukuksuz bir şekilde içeride tuttuğunuz insanların karartılan hayatlarının hesabını nasıl ve neyle açıklayacağız.

Müzakerelerin  birincil koşulu güvendir. Güveni sağlamak için müzakereleri yürüttüğünüz karşı tarafa saygılı olduğunuzu gösterir eylemler ortaya koymalısınız.

Eksik koşullarına rağmen kısa vadede barış sağlayabilirsiniz. Terk edilmeyen eski devlet refleksleri ve kibirli lütufkâr tutum yeni iç başkaldırılara neden olacaktır. 

Yakın tarihe bakmanız yeterli, yüzlerce örnek var.

salihyazar@gmail.com