salihyazar @ ybhaber.com

Kendi evimizden başka hiçbir yerde kendimizi güvende hissetmediğimiz bir memlekette yaşamak zorunda bırakanlara ne kadar minnettarız noktasına getirdiler bizi. Demokrasi, özgür ve modern ülke vaatleri bundan öteye geçemedi.

Sıtmadan kurtulmaya çalışırken ölmediğimize şükreder olduk

Her şeyi yasaklayarak ve herkesi engelleyerek günahlar, kabahatlar ve suçlar örtbas edilemez. Bu alışkanlık her zaman ters tepmiştir. Gerçekler bir yolunu bularak mutlaka ortaya çıkmayı başarmıştır.

Korkuları yoksa ve sorumlulukları anlattıkları kadarsa neden etraflarına bu kadar tahammülsüzler? Niye her zaman aynı reflekslerle tepki gösteriyorlar? Neden bu kadar panik ve telaş içindeler?

Bağırarak, çağırarak bize söylemeye çalıştıkları şeylerle, bize yaşatılanlar ve yaşadıklarımız samimiyetleriyle ilgili aklımızda ve vicdanımızda telafisi imkânsızı kuşkulara yol açmaktan başka bir işe yaramamaktadır.

Nasılsa bir gün, yaşamak zorunda bırakıldığımız düzeninizin gerçekleri ortaya çıkacaktır. Bunu onlar da biliyor. Birazcık tarih bilimi bilen herkes de bunun böyle olduğunu bilir.

Gerçekler kuşkularımızın haklı olduğunu ortaya çıkardığında ne yapmayı düşünüyorlar?

Hadi, bizim yüzümüze her yedikleri halttan sonra utanmadan bakmayı adet edindiler. Ya çocukları. Onların yüzüne utanmadan icraatlarını gururla anlatabilecekler mi?

Lütfen, yaşadığımız her acı ve dramdan sonra bir şeyler yapıyormuş gibi sorumluluklarını başkalarına yükleyerek suçlamaktan vazgeçsinler artık.

Bu yıldırıcı ve bıktırıcı tavırları onları aklayamaz ve kurtaramaz. Günahlarını artırmaktan başka hiçbir işe yaramadığını görmüyorlar mı?

İnsan algısı kadar alınır, anlar ve yaşlanır.

Yedikleri naneler, derinlikli ilişkileri bir değil iki değil. Artık mızrak çuvala sığmıyor.

Kendilerini bu kadar kutsamaya hakları yoktur. En azından torunlarına yaşanabilecek bir ülke bırakmak için bundan vazgeçsinler.

Geçmişte, Gazze’de yaşananlara tepki göstermek için ‘Öleceksek adam gibi ölelim.’ demişti Büyük Birader. Aynı hakkın kendi öz vatanımızda bizden esirgenmesi Büyük Birader ve yancılarının bizi getirdiği yerdir.

Özellikle son on küsur yılda uygulanan politikalar zaten sorunlu olan toplumu öyle bir karaktersizliğe mahkûm etti ki. Adamına, kanalına, durumuna, çıkarına, işine, amacına uygun bir dil kullanmaktan, duruş ortaya koymaktan utanmıyoruz artık. Geçmişiyle çeliştiğini bilebile. Yaptıklarımızın farkında bile değiliz.

Kötüler sadece sana kötülük yapmakla kalmaz. Sana kötü bir miras bırakarak, ömür boyu vicdan azabıyla yaşamana da neden olur.

salihyazar@ybhaber.com