salihyazar @ ybhaber.com

“Önemsiz hırsızları asıyor, önemli olanları devlet makamlarına getiriyoruz.” Ezop 

Demokrasi tarihimizde çok partili sisteme geçildikten sonra iktidara gelenler ceberut devleti değiştirme sözünü vermişlerdi öncesinde hep.

Bireyi, insanı ve vatandaşı merkeze alarak devleti yeniden düzenleyeceklerini vaat ettiler. Ancak iktidara gelenler ele geçirilen devletin gücüyle bir süre sonra tek parti, otokrat ve diktatoryal devlet yönetim anlayışını benimsemeye başladılar.

Var olan ceberut devleti daha da güçlendirerek vatandaşı korkutmaya, sindirmeye dolayısıyla devleti kendi mutlu azınlığın hizmetine sokacak organizasyonu devreye sokmuşlardır.

Bununla da yetinmeyerek toplumu manipüle etmek için hafızasını yok etmeye;en azından devletin hafızasıyla, tarihiyle oynayarak karıştırmaya çalıştılar..

Bunu sağlamak için en küçük fırsatı dahi değerlendirmeye çalışırlar.(Tıpkı 04.11.2015 tarihinde A.O.Ç. yer alan Müze ve Sergi Salonu’ndaki yangın gibi..)

Seçimden sonra ortaya çıkan tabloyu yorumlayanlara bakıyorum da herkes bir şeyler söylüyor. Birbirini tamamlamayan; her kafadan çıkan sesler işte. Şu şunu dedi, bu bunu dedi tarzında bildik; alışılmış klasik tepkiler. Bireysel tatminden ve orgazmdan öteye gidemeyen bencilce çıkışlar ve kandırmaca.

Beklentilerinin üzerinde oy alanlar zafer sarhoşluğuyla kendi içindeki yanlışları şimdilik bypass etti.

Beklentinin altında kalan karşı mahallenin sakinleri ise kendi yanlışlarıyla yüzleşmek yerine hayal kırıklığının getirdiği şaşkınlık ve öfkeyi ammeye yüklemeye ve ammeyi suçlayarak kurtulmaya çalışıyor. Kolay olanı seçiyor.

Yüksek bir oyla gelecek olsalardı sanki her şey daha güzel olacaktı beklentisiyle kendilerini ve toplumu kandırıyorlar.

Oysa esas meselemiz farklıdır. Demokrasi tarihimizde bir türlü değişmeyen, dönüşmeyen devlet ve yönetim anlayışıdır..

Devleti dönüştürecek, gerçekçi, ayakları yere basan ve halkla dokuları uyuşan kalıcı projelere ihtiyacımız var.

Projelerin bir anda gerçekleşmesini beklemek hayalciliktir.Acelecilik bizim en büyük eksikliğimiz olmuştur.

Uzun vadeli planlara, zamana, sabra ve özellikle eğitilerek hazır hale getirilmiş insanlara, topluma ihtiyacımız var.

Varsa yoksa tek adam. Herkes aklını, vicdanını, merhametini ve bilgisini ona ipotek ettiriyor,

Gelecek, umut, kalkınma, çağdaşlık ve gelişim onun uğrunda şekilleniyor.

Tek adam bir on yıl kaldı. Hadi bilemeden bir yirmi yıl daha. Peki, sonra ne olacak?

Bir adam; tek adam için biçtiğiniz gömlek sıradakine uyacak mı? Uymadığında farklı bir planınız ve çözümünüz var mı?

Etmeyin, eylemeyin. Geçmişte bu tür belaları fazlasıyla yaşadık.

Biz, siz, toplum, çocuklarımız ve geleceğimiz bunu hak etmiyor.

Yanlışta ısrar ederseniz kendinize dahi tutunacak dal, yaşanacak alan kalmayacaktır..

Benden söylemesi.

Benden söylemesi derken; Derdim tarihi kendime şahit tutarak not düşmektir.

Gerisi artık sizin bileceğiniz iştir…..

“Bütün devletler hazımsızlıktan ölür.” Eflatun

salihyazar@ybhaber.com