salihyazar @ ybhaber.com

Hayat, evimizin önünde akan serin, taze su gibidir.

Her gün yeni umutlara ve mutluluklara akar. O sudan her gün bir bardak içmek varken neden kendimize bunu çok görüp, baskı altına alarak, şartlayarak öteliyor ve örseliyoruz.

Bir kereye mahsus misafir olduğumuz gezegenimizde  en doğal hakkımız değil mi? Daha doğrusu, zaten bunun için  bulunmuyor muyduk mavi kürede..

Bir şeyi doğru anlayabilmek ve anlayamamak elinizde bulunan “zekânın doğru işlenerek “akıl”a dönüştürmesiyle ilgilidir.

Sağlıklı aklın ortaya çıkmasında kültür, eğitim, teolojik alt yapı ve evrensel değerler belirleyicidir.

Olguların doğru ve gerçekçi bir stratejiyle verilmesi elzemdir. Aksi durumda kafaları karışık ve akıl tutulması yaşayan kitleler ortaya çıkar.

Topluma karşı duyduğun sorumluluk,yaşanmış; ağır sonuçları olan olayları ve geçmişi sürekli,ısrarla anlatmak, hatırlatmak çözüm geliştirmede tek başına etkili olmaz.

Bir kere hesap baştan yanlış yapılmış ve her seferinde Bağdat’tan dönmek zorundadır.

Doğru hesaba dayalı çözümlerin gerçekleşmesi için uzun vadeli planlarınız olmalıdır.

Gerçekleşmesi için gidilen yolda kendimizi çek ettirecek orta ve kısa süreçli planlarımız  olmalıdır.

Tanzimat’tan beri demokrasinin yolunu sürekli gözleyen biz,cumhuriyetten demokrasiye sıçramayı ne yazık ki başaramadık.

Kuyruğundan tutup ısıran kedi gibi bir o yana bir bu yana zıplamaktan ve her seferinde duvara toslamaktan bunadık.

2013 global cinsiyet araştırma raporunda Türkiye'nin hazin tablosu, palavrayla peynir gemisinin yürümediğini gösterdi işte. Dünya bizi böyle görüyor, sizin ne dediğiniz onlar için bir şey ifade etmiyor.

“Londra Enfeld bölgesi belediye meclis üyesi Kıbrıs Rum kökenli Chris Johannid burkalı Müslümanlara “çöp torbası” dediği için bir yıl Muhafazakâr Parti üyeliği askıya alındı. Mayıs 2014 yılında yapılacak yerel seçimlerde aday gösterilmeyecek.

Zaman, zemin ve failler değişiyor.

Yaşanılanlarda, yaşadıklarımızda hiçbir değişiklik olmadığını gösteriyor.

Londra'da yaşanılan olayla kıyaslayınız bakalım.Vicdanınızın sıkıştığını his etmiyorsanız sizde bir sorun var demektir..

Müslüman başbakan her gün nefret suçu işlemektedir.

Vergi veren vatandaşın sağladığı imkanlarla seçim çalışmalarını yürüten başvekil Balıkesir'de konuşmasında Ankara'da ODTÜ'lü öğrencilerin ve mahalle halkının karşı çıktığı 1071 Malazgirt  bulvarının açılışıyla ilgili:"Ankara’da bir bulvar açtık. Kimlere rağmen o solculara rağmen. Onlar ateist. Bunlar terörist. Ama CHP bunlara bizim gençler diyor. Bizim sevgili gençlerimizin elinde molotof kokteyli olmaz. Bilgisayarı, kalemi olur" dedi

Emil Cioran,”Tarih ve Ütopya” kitabında şöyle der: ”Halka acımak yararsızdır, davası çaresizdir. Uluslar ve imparatorluklar halkın, aleti olduğu büyük hırsızlıklara yaltaklanmasıyla kurulur. Onu hor görmeyen tek bir devlet başkanı  ya da fatih yoktur. Âmâ bu “hor görüyü” kabullenir ve bununla geçinir.

Yaşadıklarımıza bakıldığında haksız sayılmaz.

Totaliter rejimler tek tip insan yetiştirir: Namussuz.

Namussuz insanlar arasında tek fark vardır. Haramı sağ elle yiyenler ve sol elle yiyenler.

Toplum olarak aynı sızıları tekrar yaşamamak için doğru zaman,  yer,  planlama ve insanlarla birlikte olmak hayatımızın başat sırrı olmak zorundadır.

Doğru, herkesi mutlu edebiliyorsa mutlak doğrudur..

Kendilerini kutsayan düzenbazlara varsa ynı dramlar tekrar etmeye devam edecektir...

Kısırdöngüde  birileri, diğerlerinin omuzları üzerinde yük olacak.

Yok edilecekler ile var edileceklerin rolleri değişir.Başka bir değişim yaşanmaz.

Ne zaman durur kısırdöngü? 

Anahtarı halkta.Halkta  farkındalığın artması için herkesin sorumluluğu kadar elini taşın altına koymasıdır.

Bunun dışında ancak mucizelerin insafına terk edilmiş oluruz.

salihyazar@gmail.com