salihyazar @ ybhaber.com

Bunu hep yapıyor. Eski Peter masa saati gibi toplumun zembereğini kuruyor. Bir zaman sonra zembereğimizi boşaltıyor. Doğal olarak zemberek boşalınca saatimiz ve sıhhatimiz garip, tuhaf; dengesiz sesler çıkarıyor. Adam saatçi biz saat olmuşuz vallahi.

Ta başından hesaplı kitaplı oyunun oyuncuları olduk. O biliyor santimine kadar her şeyi. Biz bilmiyoruz. Şartları olgunlaştırıyor, sonra bizi mizansenin içine alıyor. Farkında olmadan, kurgulanan rolleri oynuyoruz. Fark edince iş işten geçmiş oluyor. 

 Nasıl kurgulandığımızı gösteren,son  günlerde yaşadıklarımızdan birkaç tane örnek aktarıyorum:

Kurgu 1: Ekim 2011 den beri Anayasa Uzlaşma Komisyonu yeni anayasa için çalışıyor. Daha  önlerinde uzun bir yol var. Başbakan Salı günü grup toplantısında (29.01.2013)  “yeni anayasa” iki ay içinde bitmezse kendi çalışmalarını uygun şartlar oluşunca referanduma götüreceğini söyledi. İki ayda bitmeyeceğini başından beri biliyordu. Bildiği halde müdahale etmedi. Neden? Nedenini bizim bilmediğimiz başka bir kurgu varda ondan.

Kurgu 2: Uzun yargılama ve tutukluluk sürelerinden devletin üst düzey yöneticileri, bürokratları, etkili ve yetkili herkes şikâyet ediyor; sızlanıyor. Durum tespiti yapmak yerine sorunu çözmek için hiçbir girişimleri yok. Ellerini tutan var mı? İstediklerinde istediği kanunları son dönem arka arkaya çıkardılar.

Taraf yazarı Doğan Akın bu ikircikli, tutarsız durumu çok güzel anlatan (Önyargı Örgütünün Yasadışı Eylemleri 31.01.2013 Taraf )  yazısında açıkça ilgililere çağrıda bulunuyor. Samimi iseler yazısının bir suç duyurusu olarak kabul edilip gerekli düzenlemelerin yapılması çağrısında bulunuyor.

Kurgu 3: Uluslar Arası Şeffaflık (TI) örgütü Türkiye’nin savunma harcamaları açısından Çin ve Tanzanya gibi ülkelerle birlikte yüksek risk kategorisinde olduğunu söyledi. Sınır Tanımayan gazeteciler Örgütü (RSF) 2013 yılı dünya basın özgürlüğünde Türkiye’yi 154.sırada gösterdi. Bunlara arka dönmek, kulakları tıkamak; Meclis grup toplantılarında geçmiş dönemlerde yaşanmış olayların gazete kupürlerini sallayarak gündemi çalkalamak, kendinden tarafa yontmak, rövanş almaya çalışmak kurgu değil midir?

Onlar farkında mı bilmiyorum ama biz kurgulardan sıkılmaya başladık. Kurgu toplumun hafızasıyla alay etmektir. Kurgusal toplumlar bir noktadan sonra kontrolden çıkar. Hesaplamadığınız mecralara yönelir. Ortadoğu’da yaşanan normalleşme rüzgârlarının acı bilançoları kurgusal toplumların zembereklerinin kontrolsüz boşalması sonucu içine çekilebilecekleri tehlikeleri göstermesi bakımından ibret vericidir.

Kurgusal toplumdan normal topluma dönmenin olmazsa olmaz ilacı acil demokrasidir. Bunun için herkes sorumluluğunu bilmelidir. Geleceğin tarih sayfalarında utanılacak değil, övünülecek yerimizin olmasını istiyorsanız.

salihyazar@gmail.com