info @ ybhaber.com

SEFÎKAN


Gunde Kose – Kerpiç köyü, Gundî Ome (Zincirlikuyu) Gundî Buldix –Bulduk Yayle Qute (Güzelyayla) ve Sêvka (Celep 1839) belde ve köylerinden oluşur. Tarihleri konusunda Sefkîler diğer kollara oranla biraz şanslılar. Aşiretin ileri gelenleri 1765 den bu yana yaşanılanları kayıt altına almış hatta bunu bir kitap halinede getirmişlerdir. Biraz uzunda olsa bu kitaptan (Bir Kabile Ailesinin Tercüme i Hali Ve Necip Şahinin Hatıratı) bazı alıntıları özellikle yapmak istiyoruz. En azından yazımızda belirtilen gelişimin anlaşılabilmesi için bu alıntılar önem taşımaktadır.
 
Aşiretin ileri geleni Kavas Ağa 1765 de ölmüştür ve Harput iline bağlı Gövdeli kasabasına bağlı Avcılar mezrasına gömülmüştür... Hısn-ı Mansur –Adıyaman – dolaylarında yarı göçebe halde yaşamışlardır... Kavas ağanın oğlu Nuri Ağa Adıyaman’da Berazî aşiretine mensup bir hanımla ikinci defa evlenmiştir., Aşiretin seceresini tutabilmek için Mehmet Süryani adında bir hattata sofra sinisi üzerine 1737 tarihli bir secere yazdırılmıştır. Kıyafetleri sade ve basit uçkurlu şalvar, cemadan nam-ı diğeri cepken, kadınlar ise üç etekli entarili kaylık yani meşlah giyerlerdi. Besin maddeleri ekseriya bulgur pilavı, sade yağ, süt, yoğurt ve etten ibaretti. Savunma araçları ise at üzerinden kullanmak şartı ile kargı, mızrak ve kılıç, piyadeler ise kılıç kalkan ve sopadan ibaretti. Nuri ağanın torunu olan Sarı Ismail’in yine torunu Hacı Osman’ın iki oğlu vardı. Biri Tülek(!) diğeri de Ahmet idi. İsmail Ağa döneminde aşiret yazın yayla eteklerinde kışında Haymana Ovası’nın çeşitli mevkilerinde dolaşmış ve Çalış köyünde de kışlamıştır. Molla İbrahim mütevefa pederi olan Sarı İsmail Ağa’nın cenazesini Mecidiye (Çiçekdağ) kazasına bağlı Kaman nahiyesinde toprağa teslim etmiş ve pederleri gibi Rişvan aşireti mensubu Seyifkari kabilesinin başına geçip idaresine başlamıştır. Yine yazın Uzunyayla ve bir çok yerleri gezmeye devam etmiş ve bu arada Boğazlıyan kazasının Karafakıllı köyünde annesi Hatice’nin hayrına bir cami yaptırmıştır. Caminin kapısını üzerine konulmuş bir mermer taşın üzerine de şu yazı yazılmıştır;
 
Sahibul Hayrat vel hasanat Rişvan Aşiretinden Sarı İsmail Oğullarından Hatice olup oğlu Molla İbrahim tarafından inşaa edilmiştir. Molla İbrahim ikinci olarak hükümet tarafından sıkı bir emir üzere tekrar göçebelikten dönüp idaresinde Seyifkari kabilesinde bir kısmını şimdiki Gördoğlu köyünü yurt olarak münasip görmüş iskanlarını temin etmiştir. Diğer bir mevcudunuda halihazırdaki Celep köyünde iskana muaffak olmuş, diğer bir kısmıda Haci Osman başkanlığı altında Bulduk köyünün iskanını yaptırmıştır. Kendisi başlarında bulunarak Herdem Oğlu Bekir ve Berkal ile birlikte Kösü Köyü (Kerpiç Haymana) mevkiinde iskan etmiştir. Bu suretle mahiyetindeki ikibin nüfusu mütecaviz insanı dörtyere taksim ederek iskanlarını temin etmiştir.
 
Vahit Duran
Birnebun Dergisi, 33. Sayi