salihyazar @ ybhaber.com

Her alanda savrulmaya başladık. Savruldukça dengemiz alt üst oluyor. Denge bozulunca, zırvalar aldı başını gitti. Zırvaların hızı, gündemi takip edip seçki yapmayı güçleştiriyor dolayısıyla.

Zırvaların son bölümünü aktarıyorum.

Neden iki parça halinde yazı yazmaya ihtiyaç duyduğuma gelince; Zırvalamanın giderek normalleşmesi ve bunu kanıksamamız beni korkutmaya başladı.

“Demokratlar,28 Şubat sürecinde mağdur olmuş dindarlara her tür bedeli ödeyerek sonuna kadar destek oldu.

Ve bugün dindarlar tarafından hedef gösterilen aynı demokratlar. Bir iki istisnai şahsiyetin dışında kalan dindar yazar ve çizerlerden destek görmediler.

Kendi içinden çıkardıkları güce paralize oldular. Satılmışlığın bedelini gelecek tüm kuşaklar ödeyecek. Belki de onların çocukları daha fazla ödeyecek. Ama bilmek istemiyorlar bunu.”

“Başınızı kumdan çıkarın, dünyaya bir bakın. Komplo kıssalarıyla bugüne kadar kaybettiğimiz zamanı görün artık..

Karşınızdaki insanları suçlarken ne kadar benzediğinizin farkında mısınız?”

“İslam olamamış dolayısıyla insan olamamış.” diyor bir Müslüman siyasetçi. Yani insan olmak yetmiyor hazret için.

Eyvah ki eyvah.

Arkaik kafa. Peygamberin hayatından ne kadar uzak bir anlayış.

Müslümanların tamamına yakını böyle düşünüyor, inanca ve insana böyle bakıyor.

Dünyanın 1/5 Müslüman’dır. Diğerleri farklı inançlara mensuptur. Bu kafa yapısını ilgilendiren sadece 1/5 olan Müslüman.

Sonra çıkıp kuşatıcı, hoşgörü sahibi son dinin mensubu olduğunu söylüyor bu kafa.

Başkalarını yok sayarak yaşamaya çalışmanın faturası, Müslüman coğrafyasında savaş, kan ve gözyaşı oluyor.

Zor olanı değil kolay olanı seçtiler. Başlarına gelenleri başkalarına fatura ederek en kolay yolu seçtiler.

Evini temiz tutmayanın başkalarını evini kirletmekle suçlaması ne kadar büyük bir kibir.”

“Eskiden saray soytarılarının bir sınırı vardı. Şimdi soytarılar, hem pişkin hem sınırsız.

Ellerine geçirdikleri kalemleri kirleterek, her yere girmeye ve her şeyi vurmaya çalışıyor.”

"Ne zaman eli kanlı  İslamcı çetelerin  işlediği cinayetlerle ilgili bir şey ortaya çıksa, birileri çıkıp, vicdanlara oh çektirecek bir şey yapmıyor. Yalan ve yanlış mazeretlerle aklamaya çalışıyor.

Akıllarına Hz.Lut kavmi nedense hiç gelmiyor.

Vicdan yıkılırsa altında en evvel seyredenler kalır.”

 “İdamla yargılanan Hüsnü Mübarek şimdi tahliye ediliyor.

Demokrasinin olmazsa olmazı hukukun olmadığı yerde her şey güçtür. Güç kimdeyse hukuku o belirler. Orada adalet yüzünü güneşe çeviren günebakanlar gibidir.

Korku sal, korkut ve korkaklaştır. Nereye kadar? Bir gün hepimizin ödü dayanamayacak, patlayacaktır.”

“Olimpiyatlarla ilgili verilen karar, yandaş medya tarafından siyasi ve düşmanca bir tavır olarak haberleştirildi.

Medya içerideki gelişmeleri çarpıtarak yönlendirme yapıyor. Hızını alamadı dışarıdaki olayları da çarpıtmaya başladı.

Olimpiyatlar Türkiye’ye verilseydi böyle mi haber yaparlardı?

İktidarı ve başını öven kasidelerini, ulufe, yer kapmak için yarıştırır ve   birbirlerinin kafasını kırarlardı.

Basında seviye kaybettiğimiz çok zamanlar oldu. Hiç bu kadar düşmemiştik.”

“Beyzadeden en çok duyduğumuz söz: “Bunu ve bunları anlamıyorum, şunu ve şunları anlamıyorum…” Asıl mesele bu ya. İletişimi kopardınız. Bizde  sizi hiç anlamıyoruz.

Muktedir, avamın ne dediğini, yaptığını anlamamaya başladıysa, kaybetmeye başlamıştır.”

Her şeyi geçmiş üzerinden değerlendirmeye kalkan mantık hatası yapar. Bedelleri ağır olur.  Halka fatura edilir.

Anlamadan inanmak, avans alarak önden inanmak ve anlamayı bilahare gerçekleştirmeye çalışan bir toplumun modern olduğu söylenebilir mi?

 salihyazar@gmail.com