salihyazar @ ybhaber.com

Tahir Elçi’ye..

Geçiyor önümden sirenler içinde 
Ah eller üstünde, çiçekler içinde 
Dudağında yarım bir sevdanın hüznü 
Aslan gibi göğsü, türküler içinde. 

 

Tahir Elçi ve Gariban İki Polis

“Alçakça ve planlı bir cinayete kurban edilen Tahir Elçi’nin cenazesi ebediyete uğurlanıyor. Vicdansızların kanallarında ilk günden itibaren ilginin kırıntısı yok.

Bu nasıl bir yürektir ki bu denli kararmış, bu nasıl bir inanç sistemdir ki merhameti unutturuyor.

Allah belanızı versin demekten başka ne yazık ki elimizden bir şey gelmiyor. (29.11.2015)

Ve ölen iki polis. Onlarla ilgili doğru dürüst bir haber bile yok.

 Kimin umurunda ki ölen gariban çocukları.

Şehit cenazelerinde feryat ve isyan eden şehit babaları ve yakınları için 'karakteri bozuk' ifadesini kullanan, çocukları askerlik bile yapmamış olana tepki vermeyen vicdansızlığa nasıl geldik. 

 Bu kadar sığ, pespaye, sorumsuz ve kokuşmuş bir zaman dilimi ve aktörleriyle yaşadığımı hatırlamıyorum.”

Can Dündar ve Erdem Gül

“Basın yoluyla işlenen suçlarda suç duyurusundan sonra dört ay içerisinde dava açılmalıdır.

(5187 Sayılı Basın Kanunun 26.maddesi: Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının bir muhakeme şartı olarak, günlük süreli yayınlar yönünden dört ay, diğer basılmış eserler yönünden altı ay içinde açılması zorunludur.) (2 Haziran Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmayı başlatarak dosyayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına göndermişti.)

Ancak Can Dündar ev Erdem Gül 5,5, ay sonra hâkim karşısına çıkarılıyor ve tutuklanıyor.

Tutuklamaya gerekçe gösterilen tır haberiyle (Cumhuriyet 29 Mayıs 2015) ilgili şimdi AKP bakan olan Tuğrul Türkeş, 5 ay önce (04.06.2015) CNN Türk Tarafsız Bölge programı canlı yayınında yaptığı açıklamada MİT TIR'larıyla  ilgili (01 Ocak 2014 günü saat 16.00 sıralarında insani yardım malzemesi taşıdığı ancak içi silah dolu bir TIR Hatay’ın Reyhanlı ilçesinden Kilis iline doğru yola çıkacağı sırada durdurulmuştu.)  

"Bizi izleyenlerin huzurunda yemin ediyorum. Vallahi ve billahi o silahlar Türkmenlere gitmiyordu." demişti.

Olayın haberini yapan gazeteciler cezaevinde, Tuğrul Türkeş kabinede.

Nasıl oldu da beş ay içinde bir insanın kendisini inkâr edecek şekilde değişebileceğini ve bu denli çapsız olabileceğini sorgulamıyoruz.

Neden suç ve cezanın bu denli ikiyüzlü hale geldiğini soramıyoruz.”

Rusya Krizi

“Rusya ile krizi çıkaran meydan okuyor. Hem kel hem fodul der atalarımız böyleleri için.

Büyük devlet ya.

Gerçek böyle değil tabii.

Ülke ekonomisinin ürettiği bir tek marka ürünümüz yok. Her alanda, kılcal damarlarınıza kadar dışarıya bağlıyız. Dış ekonomilere bağlı devletin başında olduğunu unutuyor.

Rus tarafı ısrarla İŞİD’in Türkiye üzerinden petrol ve endüstriyel petrolü dünyaya pazarladığını ve bu işlerden bazı Türk yetkililerinim nemalandığını dünyaya anlatıyor.

İç kamuoyuna bakıyorsun sözde her şey konuşuluyor ancak işin dışarıda konuşulan kısmıyla ilgili ne yandaş basından, ne hükümet kanadından ne de en tepedeki şahıstan tık yok.

Rusya'yla olan karşılıklı açıklamaları, düşürülen uçak ve Türkmenlere indirgeyerek kurtarmaya, kamuoyunu aldatmaya ve kendilerini kurtarmaya çalışıyor büyük devlet. Bu şekilde dış dünyaya karşı içine düştüğümüz zilletten kurtarmaya çalışıyor.

Bile bile gelen Rusya kriziyle ilgili Rusya’nın bile dillendirdiği (Komsomolskaya Pravda gazetesinin 19 Ekim tarihli nüshasındaki haberde Türk blog yazarı Fuat Avni'nin iddiasına atıfta bulunulmuş.) internet fenomeni Fuat Avni’nin yaklaşık iki ay öncesinden iddia ettiği uçak düşürme meselesi nasıl dikkatimizden kaçar. (11 Ekimde atılan twitin 18.cümlesi:Seçimden çok korkan Y..,iç savaş çıkarmanın yanı sıra Rus jetlerini düşürüp ülkeyi fiilen savaşa sokmayı bile düşünüyor.)

Üç maymunu bilerek ve utanmadan nasıl oynayabiliyoruz.”

Ahlak ilkelerini bile bile çiğneyen, yalnızca kendi çıkarlarını gözeten,halk avcısı, fırsat düşkünü bir basın eninde sonunda kendisi kadar alçak bir halk yaratır.” Joseph Plutzer

salihyazar@ybhaber.com