salihyazar @ ybhaber.com

Her dilde terennüm edilmiş şarkıdır, insan hayatının gerçek sahibi zaman.

Zaman, uzun ve kısa, herkes için farklıdır. Bugünün dün olmasını sağlayan, olayların birbirini izlediği boyut ve geçen süre. Önceden sonraya doğru giden bağıntı ve anlar bütünü.

Zaman, şüphesiz dünyayı ve insanı etkisi içine alır. Kimi uzun olsun ister ama içini doldurmadan geçirir. Kimi için fark etmez yeter ki dopdolu yaşansın. Kimi kısa ister, zirvede hayatı bitirmek adına.

Zamanın en küçük birimine an denir. An deyip geçmemek lazım. Bir anda ölürüz, bir anda uyuruz, bir anda düşeriz.Bir anda içimizi sevinç kaplar. An gelir uyur, ruhumuz bedenimizi terk eder başka boyutlarda dolaşmaya başlar. Bir anda yeis denizine düşeriz.

Atilla İlhan An Gelir şiirinde ne güzel anlatır zamanın insanla dansını:

an gelir
paldır küldür yıkılır bulutlar
gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet
  o eski heyecan ölür
an gelir biter muhabbet
çalgılar susar heves kalmaz
  şatârâbân ölür

“İnsanlar babalarından ziyade zamanlarına benzer.”Hz.Muhammed(S.A.V.) der peygamberimiz.

Dünün hesapları ile hesaplaşırken bugünü örselemek. Oysa yarına dair bütün hesaplar bugünden yapılmaz mı? Hakkını vermeden yaşamaya çalıştığımız zaman bizi ötekileştirir. Öyle ki ne çok şey kaybettiğimizi fark ettiğimizde iş işten geçmiştir.

”Zamanın kullanılmasını bilmezdim, şimdi o beni kullanıyor.” derken Shakespeare tamda bunu anlatıyor.

Zaman, su gibi akıp gider. İnsan ancak, sonuna geldiğinde değerini anlar. Yaşam üzerinde yürüdüğünüz uzun bir çizgidir zaman. Çizgi bölümlere ayrılmıştır dün-bugün-yarın. İnsan ömrü bu üç kelimenin uzunluğu kadardır. Zamanı iyi kullanmak bizim elimizdedir, boşa harcamamalı. Akan suyun önüne kendi adımıza, bentler örmeli.

“Zamanın olmadığı diyar acaba nasıl? Kesiksiz bir an mıdır, bundan sonraki fasıl?” diyor Necip Fazıl.

Zaman mı eskiyor yoksa insan mı? Bu sorunun cevabı gayet açık ve net. Elbette insan eskiyor. Zaman eskimez, ilerler. Zaman kavramı  insan için vardır. Hayvan ve bitki açısından zaman ne ifade eder? Saniye, dakika, saat, gün, hafta, ay, yıl, asır ne ifade eder hayvan ve bitki için? Onlar için zaman bir şey ifade etseydi, saati keşfederlerdi herhalde.

Zaman her şeyi anlar ve sınar. Zamanla kendinizde değişeceksinizdir. O nedenle zaman kendi gelişiminiz için çok değerlidir. Zaman ilerledikçe çalışmalarınızın meyvesini alacak, hak ettiğiniz ne ise zaman size onları sunacaktır.

Cahit Sıtkı Tarancı  “yaş otuz beş” şiirinde ne güzel anlatır zamanın insanla ilişkisini.                              

 “Zamanla nasıl değişiyor insan!                      Nerde o günler, o şevk, o heyecan?

Bu güler yüzlü adam ben değilim;                    Hangi resmime baksam ben değilim.”

Zaman önemi üzerine o kadar çok söz, deyim, atasözü, şarkı var ki, girmiştir hayatımıza. Arkasında ne kadar büyük acı-tatlı tecrübeler olduğunu acaba hiç aklımıza getiriyor muyuz? Onları bir çırpıda kullanıyoruz, ardındaki yaşanmışlıkları yok sayarak. Başkalarına zamanla ilgili caka satarken, içinde bulunduğumuz zamana karşı aymazlığımız ne büyük gaflettir. “At bilenin kılıç kuşananındır.” demiş atalarımız. Kimi zamanın yularından tutar başarı hikâyelerini yazar. Azametin, hayata dair tadılası her zaferin şahikasına çıkar. Kimi zamanı sırtına alır. Sonra taşıyamaz, ağırlığının altında çöker, yok olur. Hatırlayan dahi olmaz. Belki yanı başında bulunan birkaç kişi yaşadığı sürece yâd eder.

Zaman elle tutulmaz, koklanmaz, görülmez sadece yaşanır. Uyku gibi ağır ağır bastırır, çöker üzerimize. Güçlüdür; değirmen taşı gibi durmadan öğütür. Durmadan koşturur, ta ki yüz üstü tökezlenip toprağa kapaklanıncaya kadar.

Zamanın levhaları vardır, arşın en yüce yerindedir. Unutulmaz sesler levhalara işlenir. Davud’un sesi gibi.Baki’nin "Hüma kuşunun gölgesi" adlı gazelinde yer alan ve yüzyıllardan beri dilden dile dolaşmış meşhur gazelinde: “Avazayi bu âleme Davud gibi sal, Baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş.” der.

Hoş olması sana bağlıdır. Zamanın insanla işi bittiğinde toprağa düşer, doğa için sonsuz bir nefes olur.

Zaman, çelişkileri içinde barındırır ve yaşatır bizlere. Hem dost hem düşman. hem dert hem keder, hem avuntu hem çaresizliktir. Nefesi son anımıza kadar ensemizde olan biricik arkadaşımızdır.

Zaman için o kadar çok söylenecek sözlerimiz vardır ki. Hepsini dinlemeye, sarf etmeye, söylemeye zamanımız yoktur. 

Son sözü Mevlana hazretlerine bırakalım:

“Şu akıp giden kum seline bak; Ne durması var, ne dinlemesi. Bak birdenbire nasıl bozuluyor dünya. Nasıl atıyor bir başka dünyanın temelini.”

salihyazar@gmail.com